Kollarımda, bu kadar güzel bir bayan olduğu için çok şanslıyım. | Open Subtitles | أَنا محظوظُ بأَنْ يَكُونَ لدي كتلك السيدة الجميلة على ذراعِي. |
Bu olaydan sonra, hala bir işim olduğu için şanslıyım. | Open Subtitles | أَنا محظوظُ بأن ما زِلتُ أعمل بعد الذي حدث |
Şu an nefes aldığım için bile şanslıyım. | Open Subtitles | أنني محظوظُ للغاية لكوني أتنفس حتى الأن |
Onu tanıdığım için şanslıyım! | Open Subtitles | أنا مُجَرَّد محظوظُ لمعْرِفته. |
Çocuk az kalsın ölecekti ama ben çok şanslıydım. | Open Subtitles | تَقْتلُ الطفلَه تقريباً، لكن أَنا محظوظُ. |
Sana rastladığım için çok şanslıyım. | Open Subtitles | انني محظوظُ بأنّني لجأت لك |
Burada olduğun için şanslıyım. | Open Subtitles | أَنا محظوظُ أنك هنا. |
Hayatta olduğum için şanslıyım. | Open Subtitles | أَنا محظوظُ لانني حيُّ |
O yüzden, çok şanslıyım. | Open Subtitles | لذا، أَنا محظوظُ. |
- Evet, çok şanslıyım. | Open Subtitles | - أوه، نعم، أَنا محظوظُ. |