hız cezası üstüne hız cezası yedi, ben de Vermont işini kaybettim. | Open Subtitles | و قد حصلت على مخالفة سرعة مرة أخرى و أنا خسرت صفقة فيرمنت بسببها |
Mucize eseri, annem yol boyunca sadece tek bir hız cezası aldı. | Open Subtitles | حصلت أمي على مخالفة سرعة واحدة فقط طوال الطريق |
Hiç hız cezası yemedim ve karşılığında bunu mu alıyorum? | Open Subtitles | لم أحصل أبدا على مخالفة سرعة ويكون هذا جزاءي؟ |
Bir sürü zırhlı çete elemanıyla çatışıp sağ çıkınca araba çarpması ya da LAE'de trafik cezası yazmak gibi. | Open Subtitles | يمكنكَ النجاة في معركة مع عشرات المسلحين من أفراد العصابات بإستثناء أن تصدمكَ سيّارة، بسبب مخالفة سرعة |
Mevzu yeterince ciddi iken basit bir trafik cezası bile ölüm kalım meselesi olabilir. | Open Subtitles | عندما تكون المخاطر عالية كفاية مخالفة سرعة بسيطة من الممكن أن تصبح مسألة حياة أو موت |
Sürpriz ne olursa olsun, aşırı hızdan ceza yemeye değmez bence, öyle değil mi? | Open Subtitles | مهما كانت المفاجأة لا أظنها تستحق الحصول على مخالفة سرعة أليس كذلك؟ |
Hayır, kendisi hayatta ve iyi durumda. Sabıkası yok, sistemde kayıtlı aşırı hız cezası bile yok. | Open Subtitles | كلاّ، هوَ حيّ، وبصحةٍ جيّدة لا سوابق، ولا حتى يملك مخالفة سرعة في النظام |
Her zaman dava açılır veya kavga edilir veya birkaç sürat cezası, daha bunları yapmadın mı? | Open Subtitles | هذا اذا كنت مدعي عليه أو عليه مخالفة سرعة هل قمت بذلك من قبل ؟ |
Her hız sınırını aştığımda, evet | Open Subtitles | كل مرة أحصل على مخالفة سرعة أجل |
Ödemeyi yap. Onca paran varken hız cezası gibi kalacak. | Open Subtitles | إدفع لهم، في منظور الأشياء إنها مخالفة سرعة |
Biri babanın sekiz yıl önce aşı hız cezası için attığı imza. | Open Subtitles | إحداها مخالفة سرعة وقّعها والدك منذ ثمانية أعوام. |
Aşırı hız cezası bile yok. | Open Subtitles | ولا حتى مخالفة سرعة بالسيارة |
Evimiz bir hız cezası kadar yakın. | Open Subtitles | المنزل على بعد مخالفة سرعة |
Onu saymazsak hız cezası bile yok. | Open Subtitles | غير ذلك , ليس حتى مخالفة سرعة |
Aşırı hız cezası sekiz yıl önce Theo'nun babası tarafından imzalanmış. | Open Subtitles | "مخالفة سرعة وقّعها والد (ثيو) منذ ثمانية أعوام." |
trafik cezası bile yok. | Open Subtitles | ليس لديه مخالفة سرعة واحدة. |
Yargıç Clemens'ın oğluna trafik cezası kestiğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر عندما حررت مخالفة سرعة لإبن القاضي (كليمنز)؟ |
1962'den beri trafik cezası almadım. | Open Subtitles | لم ادفع مخالفة سرعة منذ 1962. |
Rachel aşırı hızdan ceza yemiş. | Open Subtitles | حصلت (رايتشل) على مخالفة سرعة. |
Her şeyden bu kadar korkan bir adam, hayatında hiç bir kaza geçirmeyen veya sürat cezası yemeyen bir adam, nasıl araba kazası geçirir? | Open Subtitles | كيف لرجل خاف كلّ شيء، ولم يُصب بحادثة أبداً... أو مخالفة سرعة في حياته بأكملها، كيف يموت بحادثة سيارة؟ |
Martin Stafford sabıkası olmayan, hız sınırını bile aşmamış sağIıklı bir işadamıymış. | Open Subtitles | مارتن ستافورد) كان رجل أعمال) يتمتع بصحة جيدة بدون إعتقالات سابقة ولا حتى مخالفة سرعة |