Evet, ama benim korkum, bu bittiğinde, efendim benim bu öğrendiğim sırları yaymamamı isteyip, bunu önlemek için beni öldürmesi. | Open Subtitles | نعم, لكن مخاوفي عندما ينتهي كل هذا سيدي لن يثق بي أنني لن أنشر الأسرار التي تعلمتها وسيقتلني ليحول دون ذلك |
Donanmadayken en büyük korkum neydi biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين ماذا كان أكبر مخاوفي في البحرية؟ |
Eğer korkularım doğru çıkarsa bunun gibi maskeler insanın tüm erdemini yok edebilir. | Open Subtitles | ،ولكن إن صدقَت مخاوفي فهذه الأقنعة قادرة على تدمير كل الأخلاق الإنسانية |
korkularımla yüzleşerek ve korkularımı aşacağım cesareti bularak hayatım olağanüstü bir hâl aldı. | TED | عندما واجهت مخاوفي ووجدت الشجاعة التي تدفعني للأمام، أقسم بأن حياتي أصبحت استثنائية. |
Olağan endişelerim, korkularım ve şikayetlerime rağmen Van Buren aslında tamamen sıkıcı bir yer değil. | Open Subtitles | بالرغم من مخاوفي و قلقي فإن فان بيورين ليس فاشل فقط |
endişelerimi yeterince sesimi yükselterek dile getirmedim. | TED | لم أعبر عن مخاوفي بصوت عال بما فيه الكفاية. |
Bu benim korkularımın yok olmasını sağlamadı. Kimse korkularından kurtuldu mu? | Open Subtitles | هذا لم يجعل مخاوفي تتلاشي، هل هناك أحد لم يعد خائفاً؟ |
En büyük korkum; başka bir elemanın lavaboda vakit öldürdüğü sırada... tuvalate girip büyük bir parça bıraktıktan sonra, yani sıçtıktan sonra tuvaletin tıkanması ve her tarafın-- bilirsin, bok olması. | Open Subtitles | أكبر مخاوفي أن أخرج من الحمام وأغتسل وسأرى ذلك الشخص في الحمام |
En büyük korkum oyunculuk yapamamaktı ve kimsenin umursamaması. | Open Subtitles | أكبر مخاوفي هي عدم قدرتي على التمثيل مجددا وأن لا يهتم بي أحد |
En büyük korkum, çocuklara da bunu önceden söyledim, eğer bu film bazı şeyleri basitleştircekse... | Open Subtitles | أكبر مخاوفي ، كما ذكرتُ لهؤلاء ، انّه اذا |
Sean hakkındaki tüm korkularım, beni doğru kişinin sen olabileceğini öğrenme ihtiyacına yönlendirdi. | Open Subtitles | كُلّ مخاوفي حول شون حَصلتْ على مُتَحَوّلة إلى الحاجةِ للإكتِشاف إذا أنت كُنْتَ حقاً الواحد. |
Eğer ben ve benim aptalca korkularım olmasaydı hala hayatta olurdun. | Open Subtitles | اذا لم يكن من اجلي و من اجل مخاوفي الغبية لكنتي ما زلت على قيد الحياة |
korkularımı yendim ve geçmiş yaşamımı telafi ettim. | Open Subtitles | لقد تغلبت على مخاوفي وقمت بالتقدم في حياتي |
korkularımı hafifletiyor. Bu iç huzurunu ortaklarıma aktarıyorum. | Open Subtitles | تساعدني علي تهدئه مخاوفي و يستريح بال شركائي |
Size teşekkür etmek istiyorum en büyük korkularımla yüzleşecek cesareti verdiğiniz için. | Open Subtitles | اريد ان اشكركم لمساعدتي على مواجهة اكبر مخاوفي |
Yani, korkularımla yüzleşmek için Nestor'u görmeye gittim. | Open Subtitles | زرت نستور الثور لأواجه مخاوفي وكان اللقاء ظريفاً |
Ama biraz düşününce tüm endişelerim gitti. | Open Subtitles | لكن بعد التفكير قليلا كل مخاوفي ذهبت بعيدا. |
Bu endişelerimi de Çocuk Esirgeme Kurumuyla paylaşmalıyım. | Open Subtitles | فعلي مشاركة مخاوفي مع خدمات رعاية الطفولة |
Benim korkularımın ve güvensizliklerimin ona da yerleşmesini, ruhunu güçsüzleştirmesini ya da kendini sorgulamasını istemiyorum. | TED | لا أريد أن أُلقي مخاوفي وعدم أماني عليها، أو أن أُخمد شغفها أو أن أجعلها تشك في قوة رأيها. |
Bir an, Victor'un bizimle yaşamaya başladığı andan beri korktuğum şeyin başımıza geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | للحظة صدقت مخاوفي منذ أن أتى فيكتور للعيش معنا تخيلاته للحرية في الحقول انتصرت |
korkumu bir kenara bıraktım. Alabileceğim kadar derin bir nefes aldım. | Open Subtitles | لذلك ابتلعت مخاوفي و حبست أكبر ما يمكنني من نفس |
Ama bu konuda, en kötü korkumla yüzleşmem gerekecekti: Sakallı, kahverengi adamlar. | TED | ولكن مع هذا الموضوع، أدركت أيضاً أنني سأواجه أسوأ مخاوفي: الملتحين ذو البشرة السمراء. |
Senin gerçek sıkıntıların, beni farazi endişelerimden uzaklaştırıyor. | Open Subtitles | مخاوفكِ الحقيقة تنقذني من مخاوفي الخيالية. |
Yakında genç olacak iki çocuk annesi biri olarak pornografi izlemenin onlara ne yapabileceğine dair kaygılarım vardı. | TED | وكأم لطفلين على مشارف المراهقة، كانت لدي مخاوفي عمّا يمكن لمشاهدة الإباحية أن تفعل بهم. |
Kendi endişelerime endişelenmeliyim, biliyorsun. | Open Subtitles | يجب أن أكون قلقة مع مخاوفي الخاصة، كما تعلمون. |
korkularımdan söz etmedim, çünkü o kuşkusuz okuyacaktı. | Open Subtitles | لم أقل شيئاً عن مخاوفي لأنه سيقرأهم بالتأكيد |
Piper, bu şu an en az endişelendiğim şey. | Open Subtitles | بايبر، وهذا هو أقل من مخاوفي في الوقت الحالي. |