Çekmecede saklı tuttuğunu söyledi, bu sayede bulamayacaktım. | Open Subtitles | أخبرتني بأنها احتفظت به مخبئاً بداخل الدرج كي لا أجده |
Neden Strauss'un avukat stajyerinin ofisine saldırsın ki? Gözden kaçırdığımız saklı bir şey olmalı orada. | Open Subtitles | لابد أن شيئاً كان مخبئاً هناك و قد غفلناه |
Gözden kaçırdığımız saklı bir şey olmalı orada. | Open Subtitles | لابد أن شيئاً كان مخبئاً هناك و قد غفلناه |
Demek ki para başka bir yere saklanmıştı, ama nereye? | Open Subtitles | لذا كان المال مخبئاً بمكان آخر , لكن أين ؟ |
Evet bu arada, şu video diş ipi ile onun boğazına saklanmıştı. | Open Subtitles | بالمناسبة، ذلك الفيديو كان مخبئاً في حلقها بواسطة خيط مربوط بأسنانها |
Para evde saklı da değil, ve kasa da yok ... | Open Subtitles | المال لم يكن مخبئاً في المنزل، ولا يوجد صندوق إيداع في البنك... |
Bu burada 100 yıldır saklı. | Open Subtitles | لقد بقي هذا مخبئاً لمائة عام |