Kızı bulmuşlar Amcasına saklanmış | Open Subtitles | عثرنا على الفتاة كانت مختبأة فى منزل عمها |
Klozetin içine ya da evin dışındaki parka "Hockey News"e saklanmış, beni izliyor bekliyor. | Open Subtitles | يشاهدونني أنتظر الموت مختبأة في خزانة أو في سيارة مركونة أمام المنزل جريدة الهوكي |
Burada olmak yerine odamda saklanıyor ya da sakinleşmek için kendi çevremde dönüyor ya da birilerine vuruyor olurdum. | Open Subtitles | بدلاً من أن أكون مختبأة بغرفتي أو أدور بدوائر لتهدئه نفسي أو أقوم بضرب أحدٍ ما |
Tuvalette saklanıyor olabilir mi? | Open Subtitles | أو أنها مختبأة في الحمام. |
Çünkü sen ambarda saklanıyordun bizse aracın oradaydık. | Open Subtitles | لأنك كنت مختبأة في المخزن ونحن كنا خلف الشاحنة |
Oradaki dolapta mı saklanıyordun yoksa? | Open Subtitles | أكنت مختبأة في هذه الخزانة طوال الوقت؟ |
6 aydır saklanıyormuş. Onu almak için oğlum çaresizdi. | Open Subtitles | كانت مختبأة لستّة أشهر وهو كان مصرّا لإخراجها |
Evli bir adamı ayartmış, şimdi de gayrimeşru çocuğuyla saklanıyormuş. | Open Subtitles | انها تغوي الرجال المتزوجين و تعيش مختبأة بعد أن انجبت أبناَ |
Eminim oralarda bir yerde saklanıyordur. | Open Subtitles | أنا متأكد انها مختبأة في إحدي التفاصيل |
Plasentanın bir kısmı bağırsağın arkasına saklanmış. | Open Subtitles | قطعة من المشيمة كانت مختبأة وراء الأمعاء |
Burada saklanmış ne yapıyorsun? | Open Subtitles | ماذا تفعلي مختبأة هناك، يا فتاة؟ |
Diana nerede? Yatağın altında saklanıyor. | Open Subtitles | أين دايانا مختبأة أسفل السرير |
Tori orada mı saklanıyor? | Open Subtitles | هل توري مختبأة اسفل هذا؟ |
Bu ekranların ardında saklanıyordun. | Open Subtitles | مختبأة خلف تلك الشاشات |
Dolapta saklanıyormuş. | Open Subtitles | وهي مختبأة في الخزانة |
Hemşire Charlotte'den aldığımız ihbara göre, burada bir Yahudi saklanıyormuş. | Open Subtitles | الممرضة (شارلوت) أبلغت بوجود امرأة يهودية مختبأة هنا |
Belki de saklanıyordur. Bir yere sıkışmıştır. | Open Subtitles | ربما مختبأة |