"مختبئاً" - ترجمة من عربي إلى تركي

• saklanıyor
• saklanıyordu
• saklanırken
• saklanıyordun
• saklanıyordum
• saklanıyordur
• saklanıp
• saklanarak
• sakladığı
• saklanmış
• saklandığı
• saklanmıyordum
• saklandığını
• saklanan
• saklanıyorum

Diğerleri savaşıp amaçsızca ölürken kendi korkaklığıyla burada saklanıyor.
كان هو مختبئاً في حفرة يتمرغ في وحل جبنه

Hep oradaydı ama eserinin arkasına saklanıyordu.
و الذي كان موجوداً منذ البداية مختبئاً خلف الورم

Bu ödleği cesetlerin altında saklanırken buldum.
وجدت هذا الجبان الصغير مختبئاً أسفل كومة من الجثث

Veya: "Hangi kahrolası delikte saklanıyordun?"
أو فى أى فجوة كنت مختبئاً طوال هذه الفترة؟

O sırada ben yatağın altında saklanıyordum. Her şeyi duydum.
‫كنت مختبئاً تحت الفراش ‫عندما حدث ذلك، سمعت كل ما حصل

Muhtemelen, dağlarda bir yerde saklanıyordur.
قد يكون بين الجبال، في مكانً ما، مختبئاً

Ama ormanda saklanıp, seni bekliyordum.
لكني كنت مختبئاً هناك في التلال، منتظراً لك.

Hayatımın geri kalanını Bilgisayar'dan saklanarak geçirmem gerektiğini biliyordum.
علمت انني سأقضي حياتي مختبئاً عن التداخل ولكن

Bir yerlerde saklanıyor olabilir kapıların ardına da bak.
إبحثوا خلف الأبواب, قد يكون مختبئاً في أي مكان

Hedefimiz içeride bir yerlerde saklanıyor olmalı.
لابد ان يكون الهدف مختبئاً بمكان ما بالداخل

Eğer Lizzy öldürüldüğünde Eugene duvarda saklanıyor olsa, yaptığını görürdü.
اذا كان يوجين مختبئاً في الحائط عندما قُتلت ليزي

Bir sonraki hedefin kendisi olduğunu bildiğinden bir yerlerdeki motel odasında saklanıyordu.
كان مختبئاً في غرفة بنزل ما، لأنه سمع أن الدور عليه.

Barrow okulun kimya laboratuvarında saklanıyordu.
بارو كان مختبئاً في معمل الكيمياء في المدرسة

25 30 yaşlarındaki beyaz saldırgan evde saklanırken görüldü.
المعتدي ، ذكر أبيض عمره يتراوح بين 24 و 30 كان مختبئاً في منزلها

O gün seni üniformanla saklanırken gördüğümü biliyordum.
علمت بأني قد رأيتك ذلك اليوم مختبئاً في النافذة بزيّك

En başından beri burada mı saklanıyordun?
هل كنت مختبئاً هنا طوال الوقت ؟

Daha erken gelmek istedim, fakat saklanıyordum... yani, tünellerde.
أردت القدوم قبل الآن لكنّي كنت مختبئاً في الأنفاق

Leo Johnson yerin dibine girdi sanki. Bahse girerim evinin yakınlarında saklanıyordur.
"ليو جونسن" ذاهب إلى الهاوية، أنا واثق من أنه مختبئاً قرابة منزله

Bu gurubun, cesur, vefakâr bir askeri korkakça saklanıp, her şeyi izliyor ve önemli olan onun dayak yiyecek olması.
بينما شخص شجاع و وفيّ منهم سيكون مختبئاً بين الجموع يراقب عن كثب ومن المهم ..

Ama kalkarsa bütün günü dolabımda saklanarak geçirirsin.
لكن إذا أفاقت، حينها ستقضي اليوم مختبئاً في خزانتي

Şerefsizi sakladığı için orospuyu üvey evlat gibi döveceğim.
سأنال منه إن كان مختبئاً في هذا المكان القذر

Eminim, belki, bir yerlerde saklanmış bazı iyilikleri vardı, ama... bu senin sorumluluğun değildi.
أنا متأكدة أنه ربما كان هناك بعض الخير مختبئاً في قلبها لكنها ليست مسئوليتكِ

Usame Bin Ladin'in saklandığı 6 numaradan olabilirsin ve ben bunu bilmeyecektim!
ربما يكون (أسامة بن لادن) مختبئاً في المنزل رقم ستة وما كنت لأعلم هذا

Biliyorsun ki saklanmıyordum olduğu sırada.
لم أكن مختبئاً , كما تعلمى عندما حدث الأمر

- Belki o da saklanıyordur. - Charlie'nin de mi saklandığını düşünüyorsunuz?
ـ قد يكون مختبئاً هو أيضاً ـ هل تظن أن (تشارلي) مختبئ؟

dedi. Yakın bir yerde saklanan babam ortaya çıktı ve özetle hapse alındı.
والدي الذي كان مختبئاً في مكان قريب كشف عن نفسه و أقتيد إلى السجن دون محاكمة

Ben de burada oturup güzel karımdan saklanıyorum.
لذا، أجلس هنا، مختبئاً عن زوجتي الجميلة،