Senin gizli ajanlardan oluşan takımın Dr. Schrödinger'i yeraltı laboratuvarına kadar takip etti. | TED | فريقك من العملاء السريين تتبعوا مختبره الأرضي. |
Sanki birileri deneyler yapıyor ve bütün dünya onların laboratuarı. Sen de gördün. | Open Subtitles | كما وأن أحدهم يقوم بتجارب ما ، غير أنه مختبره هو العالم كله |
Evet. Adamın laboratuvarı dağıtıp sonra da kendini öldürdüğünü düşünüyorlar. | Open Subtitles | نعم ، إنهم يعتقدون أنه حطم مختبره ثم قتل نفسه |
Dr. Curie laboratuarında çalışman konusunda mutabık olarak çok lütufkâr davrandı. | Open Subtitles | الدكتور كوري هي كريمة في بالتراضي بالنسبة لك للعمل في مختبره |
Bizi onun gizli laboratuarına götürecek bilgim olduğuna hemen hemen eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن لدى معلومات يمكن أن تؤدي بنا إلى مختبره السرى |
Sonra da ayağında tavuk gübreleriyle laboratuvarına geldi. | Open Subtitles | جي . وبعد ذلك يتعقّب دجاجا تعود البقايا إلى مختبره. |
Yapacaklarınızı biliyorsunuz. Hastanedeki protez laboratuvarına bir ekip gönderdim bile. | Open Subtitles | لقد أرسلت مسبقاً فريقاً إلى مختبره الترقيعي بالمستشفى |
Ama Florida'daki laboratuvarına gitmeden bunu bilemem. | Open Subtitles | ولكن سوف أكن أعرف حتى نصل الى مختبره في ولاية فلوريدا. |
Sanki birileri deneyler yapıyor ve bütün dünya onların laboratuarı. | Open Subtitles | كأن ثمة من يقوم بالتجارب، وجعل العالم مختبره. |
Sanki birileri deneyler yapıyor ve bütün dünya onların laboratuarı. | Open Subtitles | كأن ثمة من يقوم بالتجارب، وجعل العالم مختبره. |
laboratuvarı yok oldu diye, başka yerden bulması lazım. | Open Subtitles | ولأنّ مختبره قد دُمر فهو يحتاج للذهاب إلى مكان آخر لإيجاده. |
Evinde yangın çıkardı diye laboratuvarı kapandı. | Open Subtitles | أُقفل مختبره لتسببه في إندلاع حريق في مبنى شقته. |
laboratuarında onu yakalayamamıştı, şimdi de kız onu buraya getiriyor. | Open Subtitles | لم تستطع الوصول اليه في مختبره لذا قادته الى هنا |
Artık hayatta olmamasına rağmen, onu her zaman laboratuarında... | Open Subtitles | اعتقد انه رحل الان, دائما اتذكره داخل مختبره |
Görünüşe göre kaybolmuştu, bence gizli laboratuarına girmişti. | Open Subtitles | يبدو انه اختفى و كما أعتقد ، إلى مختبره السرى |
Labaratuvarı evinde-- yasadığı yerde-- anladın mı? | Open Subtitles | مختبره في منزله في نفس المكان الذى يعيش فيه أفهمت ؟ |
Sivrisinekleri biyolojik önlemli bir Laboratuvarda üretti. Aynı zamanda ABD'de bulunmayan bir türle çalıştı. Bu durumda kaçsalar bile teker teker ölürlerdi, çiftleşecek eş bulamazlardı. | TED | قام بتربية الباعوض في مختبره البيولوجي واستخدم أيضاً أنواعاً ليست من الولايات المتحدة حتى إذا هرب بعضها، فإنها ستموت، ولن يكون أمامها فرصة للتكاثر. |
Bazi geceler, çalışmak için labaratuvarına inermiş. | Open Subtitles | أحيانا في الليل، يذهب الى أسفل ويعمل في مختبره |
Banning'in bakterileri var ama onları laboratuvarından suya götürmek zorunda. | Open Subtitles | بانينج حصل على البكتيريا لكنه يجب أن ينقلها من مختبره إلى الماء |
Onları hiç görmedim ama laboratuvarını ziyaret etmeyi hep düşündüm. | Open Subtitles | أنا أبدا ما رأيتهم نفسي، لكنّي عندي فكّر بزيارة مختبره في أغلب الأحيان. |
Dr. Bishop'u St. Claire'den başarılı şekilde çıkarmış bulunuyorum ve kendisi eski laboratuarını kullanmak istiyor. | Open Subtitles | يجب أن تعرف أني قمت بإخراج والتر بيشوب من المصح وهو بحاجة لاستعمال مختبره القديم |
Evet, Banning'den hiçbirşey ögrenemedim sadece labaratuvar'ının nerede olduğunun dışında. | Open Subtitles | صحيح أنا لم آخذ أي شيء من بانيينج ماعدا مختبره |
Mr. Harper benden gelip, laboratuvarındaki kabloları düzeltmemi istedi | Open Subtitles | طلب مني السيد هارب أن آتي لأفحص التسليك الخاطئ في مختبره |
Griffin'in taklit haplardan gelen parayı sakladığına dair hiç iz yok ayrıca evinde veya laboratuvarında mantar zehiri sentezlediğine dair hiç bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد أى دليل على أن جريفن يخفى الأموال التى حصل عليها من الحبوب المزوره ولا يوجد أدله فى بيته أو مختبره |