Nano ölçekte çalışmayla ilgili detaylardan bir tanesi maddelerin çok farklı görünmesi ve davranmasıdır. | TED | أحد الأمور بخصوص العمل على مستوى النانو هو أن الأشياء تبدو وتتصرف بشكل مختلفا جدا. |
Sizin beklediğiniz şekilde bir ameliyattan çok farklı görünüyor. | TED | يبدو الأمر مختلفا جدا عن ما كنت تتوقع من أنّها تبدو كعملية جراحية. |
Ancak biz diğer hayvanlarla muhtemel bir bağ olup olmadığını merak ettik. Eğer insanlar ve arılar aynı şekilde düşünüyolarsa bizden çok farklı göründüklerinden dolayı şaşırtıcı olurdu. | TED | ولكننا تساءلنا إن كان هناك احتمال وجود صلة مع غيرها من الحيوانات. سيكون من المدهش إذا كان البشر والنحل يفكرون بشكل مماثل، حيث أنه يبدو مختلفا جدا عنا. |
Black Sabbath çok farklıydı. | Open Subtitles | وبعد ذلك، بدا بلاک ساباث ليبدو مختلفا جدا. |
Bir hatırlatma görevini görür, Çok zaman önce, ne zaman Dünya çok farklıydı. | Open Subtitles | وهو بمثابة تذكير، منذ وقت طويل، عندما كان العالم مختلفا جدا. |
Bunu yaparak, ileride yazdığımız, söylediğimiz kelimelerin nesnel, niceliksel ve otomatikleştirilmiş analizini baz alarak çok farklı bir akıl sağlığı türü görebiliriz. | TED | وبذلك، قد نشهد في المستقبل شكلا مختلفا جدا للصحة النفسية، بناء على مناهج موضوعية، كمية وتحاليل آلية للكلمات التي نقوم بكتابتها، وللكلمات التي نقوم بقولها. |
Ama Habilislerin sizin ve benim hayatımızda oynayacağı rol çok farklı olacak. | Open Subtitles | لكن الدور الذي يلعبه الـ(هابيليس) في قصتي أنا وأنت سيكون مختلفا جدا |
Ama on seçen bizler çok farklı görüyoruz. | Open Subtitles | ولكن نحن من إخترنا هذا نجده مختلفا جدا. |
Bunca yıldır onu çok farklı hayal etmiştim. | Open Subtitles | كل هذه السنوات لقد تصورته مختلفا جدا |
Karanlıkta çok farklı görünüyor burası. | Open Subtitles | هذا المكان يبدو مختلفا جدا في الظلام. |
Kendi rol modellerini bulmalarına yardımcı olmamız, kendilerine inanmaları için ve her şeyin mümkün olduğuna inanmaları için güven vermemiz gerekiyor, aynı büyükbabamın beni üretim fazlaları için alışverişe götürdüğü zaman olduğu gibi ve annemle babamın beni bilim müzelerine götürdüğü zaman olduğu gibi, kendi yollarını bulmaları için onları cesaretlendirmeliyiz, kendimizinkinden çok farklı olsa bile. | TED | نحن بحاجة إلى مساعدتهم على العثور على قدوات خاصة بهم، ومنحهم الثقة للإيمان بأنفسهم و أن يؤمنوا بأن كل شيء ممكن، وتماما كما فعل جدي عندما أخذني التسوق للفائض، ومثلما فعل والداي عندما أخذوني إلى متاحف العلوم، نحن بحاجة إلى تشجيعهم على إيجاد طريقهم الخاص، حتى لو كان مختلفا جدا عن عاداتنا وتقاليدنا. |
çok farklı görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدو مختلفا جدا |
Bunları şimdi söylemeye ürperiyorum, ancak, o zamanki reaksiyonum çok farklıydı. | TED | وأنا -- أنا أجفل من قول هذه الكلمات الآن ، لكن أول رد فعل لي في وقتها كان مختلفا جدا. |
Evet, eskiden çok farklıydı siklete göre ayrımlar, kurallar falan yoktu, o yüzden herşey çok vahşiyceydi. | Open Subtitles | نعم، كان مختلفا جدا في ذلك الوقت لا حِصص إنقاص الوزن , لا تنظيم أو اي شيء لذا أنها ... |
demek oldu. Ancak, ne mutluki kafamda bir lamba yandı ve sonraki reaksiyonum çok farklıydı, bir adım geri çekildim ve "whoa--gerçekten bu noktaya geldi mi? | TED | لكن لحسن الحظ ، أوضحت الرؤية في ذهني, وكان رد فعلى القادم مختلفا جدا, وأخذت خطوة إلى الوراء ، و فكرت، "مهلاً -- هل حقاً وصلنا إلى هذه الدرجة؟" |