Bugünün çocuklarını düşünün. Onların çocuklukları biraz farklı. | TED | بالنظر إلى الأطفال اليوم ، فطفولتهم مختلفة بعض الشيء |
Ne diyebiliriz? O yüzden ben belki biraz farklı bir bakış açısıyla yaklaşarak bu duruma nasıl daha farklı bir şekilde bakabileceğimizi anlatacağım. | TED | أود أن أعطي وجهة نظر مختلفة عن كيف يمكننا النظر إلى هذه الأمور بطريقة مختلفة بعض الشيء |
Ancak, banka çalışanları aslında biraz farklı bir iş yapıyorlardı. | TED | ولكن صرافي البنوك كانوا يقومون بأعمال مختلفة بعض الشيء. |
Öncekinden biraz farklı, ama eminim seveceksiniz. | Open Subtitles | مختلفة بعض الشيء عن النهاية الأولى ، لكنني أعتقد انها ستعجبكم |
Şimdi izin verirseniz bu hikâyeyi farklı karakterler ve biraz değişik bir faaliyet üzerinde anlatayım. | TED | الآن، دعوني احكي لكم نفس القصة بشخصيات مختلقة وعملية مختلفة بعض الشيء. |
Bir şeyi yok da işler biraz değişik şimdi. | Open Subtitles | إنه بخير، لكن... الأشياء مختلفة بعض الشيء الآن. |
Savcılığın bu konuya bakışı biraz farklı. | Open Subtitles | حسناً، وجهة النظر مختلفة بعض الشيء مع النيابة العامة. |
Şu an elimdeki banjonun görmeye alışık olduğunuz banjolardan biraz farklı olduğunu fark edebilirsiniz veya mesela az önce kullandığımdan. | TED | وربما تلاحظون أن البانجو التي أحملها مختلفة بعض الشيء عن آلات البانجو التي اعتدتم رؤيتها أو عن آلة البانجو التي عزفت عليها لتوي، كمثال. |
Olduğunda da, kişisel zevklerimiz biraz farklı. | Open Subtitles | مصالحنا الشخصية مختلفة بعض الشيء |
Bak, koca adam. Burada işler biraz farklı olacak. Ver şunu. | Open Subtitles | إسمع الأشياء ستكون مختلفة بعض الشيء هنا |
Bence buradaki Son Karar biraz farklı. | Open Subtitles | -ارى ان هذه المسلمة مختلفة بعض الشيء |
Sarah bu gece çıkıyor görünüşü her zamankinden biraz farklı, onun için rica edeceğim bana asla göstermediğiniz saygıyı ona gösterin ve karşı cinsle ilişkisi başlarken seçimini alaya almayın. | Open Subtitles | ستنزل (سارة) إلى هنا و سيذهب إلى موعدها الليلة إنها تبدو مختلفة بعض الشيء و لكنني سأكون ممتنة إذا أعطيتوها الاحترام الذي لم تعطوني إياه إبداً |