Dans etmek ister misin?" "uyuşturucu mu aldın?" diye sordu biri. "Kafan mı iyi?" "Kafası iyi? Ben? Hayır, uyuşturucu yok." | TED | هل ترغب في الرقص؟ " 'هل تتعاطين المخدرات؟ "سأل أحد. 'هل أنتي مخدرة؟ 'مخدرة ؟ أنا ؟ مستحيل ، لا مخدرات. |
Onu Ritz Oteli'nde yarı çıplak ve uyuşturucu almış bir şekilde buldular. | Open Subtitles | لقد وجدوها فى فندق " ريتز" نصف عارية على الفراش و مخدرة |
Bak ahbap, dışarıda sakinleştirici silahla beni hayvan gibi avlayıp istemediğim bir yere götürmek isteyen adamlar var. | Open Subtitles | اسمع يا صاح، هناك رجال يحملون أسلحة مخدرة يحاولون اصطيادي كحيوان ويريدون اصطحابي إلى مكان ما رغماً عني |
uyuşmuş olacağım ve ağzımdan salyalar akacak. | Open Subtitles | والذي سيجعلني مخدرة وهذا سيجعل لعابي يسيل |
Kendine yanlış ilaç vurdu. | Open Subtitles | لقد قام بسرقة عيادة بيطرية وحقن نفسه بأدوية مخدرة. |
uyuşturulmuş şekilde tutulduğu yerden kaçtıysa.... ...sanırım orası çok uzakta değil. | Open Subtitles | وإذا كانت تتسكع هنا مخدرة فلابدوأنهاهربت... أتوقع من مكان قريب |
Şu lanet scooterdan kıçım uyuştu. | Open Subtitles | مؤخرتي مخدرة تمامً ، بسبب هذه الدراجة اللعينة |
Hareket etmemeye çalış, daha konuşma. Ağır yatıştırıcı verdim sana. | Open Subtitles | حاولي ألا تتحركي أو تتحدثي بعد أنتي مخدرة بشدة |
uyuşturucu iğne kondu. 200 yardan adam vurabilir misin? | Open Subtitles | ـ تم تعديلها لتطلق سهاما مخدرة ـ هل تستطيعين إصابة رجل على بعد 200 ياردة بهذه؟ |
Bayağı sağlam uyuşturucu problemi varmış hatta sabıkasında iki tane de ağır suç bulunmakta. | Open Subtitles | ظهرت مشكلة حبوب مخدرة جيدة، حتى انه لديه جريمتي حيازة مخدرات فى سجله |
Hastalarımızın bir çöp yığınında uyuşturucu alması mı? | Open Subtitles | مرضى يتعاطون حبوباً مخدرة على كومة قمامة |
Hepimiz birer sakinleştirici taşıyoruz. | Open Subtitles | كلنا نحمل شحنة مخدرة محمية بمحيط المكان. |
Kesinlikle sakinleştirici silahıyla vurulmuş bir gergedana benzemiyorsun. | Open Subtitles | ليس على الاطلاق كوحيد قرن. تمت اصابته بطلقة مخدرة. |
- Bu bir sakinleştirici silah. - Gerçekten bilmek istiyor bu ayıyı yakalamak? | Open Subtitles | إنها بندقية مخدرة أنت حقاً تريد أن تمسك بذلك الدب |
- Kolum uyuşmuş! | Open Subtitles | -ان ذراعي مخدرة,ذراعي خدرة -أجب على الهاتف |
Gözün uyuşmuş durumda. Sadece baskıyı hissedeceksin. | Open Subtitles | عينك مخدرة ستشعر فقط بالضغط |
Kızı uyuşmuş muhtemelen ip takılmış olarak orada bıraktı | Open Subtitles | تركها مخدرة هناك ومربوطة |
Ayrıca dini inanışları gereği her türlü ilaç ya da uyarıcı almaları yasakmış. | Open Subtitles | وبناءً على معتقداتهم ممنوع عليهم أي نشاطات مخدرة |
Bana ilaç vermelisiniz.Bir tabanca ya da başka bir şey. | Open Subtitles | لاأستطيع يجب ان تعطيني أدوية مخدرة . أو رصاصة او اي شيء |
Gözün uyuşturulmuş olduğundan hiçbir şey hissetmeyeceksin. | Open Subtitles | لن تشعر بها العين مخدرة |
Tamamen uyuştu,Hazırlayın O nu. | Open Subtitles | إنها مخدرة كلياً جهزوها |
- Zaten yatıştırıcı verildi. | Open Subtitles | ولقد كانت مخدرة على اي حال - كيف امكنكِ فعل هذا؟ |
İlk gece uçuşuyla San Francisco'dan ayrıldım, hissiz ve dengesiz bir hâlde. | TED | ركبت في أقرب رحلة إلى سان فرانسيسكو مخدرة وشاردة الذهن. |
Afedersiniz. Elim uyuşuk. | Open Subtitles | آسف، يدي مخدرة. |
Reçeteyle alınan ilaçlar ambulanstan kayboluyor cinsel taciz iddiaları vardı. | Open Subtitles | هناك أدوية مخدرة مفقودة من .إحدى سيارات الإسعاف ،وهناك شكوى من حالة تحرش جنسي |
Üzgünüm, laf kalabalığı yapmak istemem ama burada uyuşturucudan bahsetmiyoruz. | Open Subtitles | آسفه . لاأقصد ان أكون دقيقة نحن لانتحدث عن أدوية مخدرة |
Maviler, sarılar, uyarıcılar, sakinleştiriciler, aklına ne gelirse. | Open Subtitles | زرقاء و حمراء و صفراء مخدرة ومنشطة وغيرها |