| Bize sorarsan Yeni Yıl Arifesi'nde sarhoş olup erkenden yatmaya gittin. | Open Subtitles | في الواقع، إنها حفلة رأس سنة وأنت ذهبت للسرير مخموراً للغاية |
| Tek yapmam gereken zilzurna sarhoş olmak, böylece aradaki farkı kimse anlamaz. | Open Subtitles | كل ما علي هو ان ابقى مخموراً و لن يلاحظ احد الفرق |
| Kör kütük sarhoş. Yasal olarak alkol alacak yaşta da değil. | Open Subtitles | لا يزال مخموراً, وهو حتى فى سن لا يسمح له بالشرب |
| O zaman da yine bardaydık ve o yine böyle sarhoştu. | Open Subtitles | ذلك الوقت كنَّا أيضاً في حانة كما كان أيضاً مخموراً بشدَّة. |
| Kayıtlarında 2 Alkollü araç kullanam cezan var. | Open Subtitles | لديك كثير من قضايا القيادة مخموراً في سجلاتك |
| Çok sarhoştum ve sandım ki... | Open Subtitles | .. إسمعى, كنت مخموراً, و ظننت .. لقد رأيت مروحتك, و ظننت أن |
| Aynı çatlak Quagmire ın bana yaptığı sarhoş telefon görüşmeleri gibi | Open Subtitles | هو يتصرف بجنون مثل ما يفعل كواقماير عندما يتصل بي مخموراً |
| Yaşadığım günden sonra sarhoş olmak benim en büyük hakkım. | Open Subtitles | وبعد ماحصل لي اليوم انه من الجيد أن أكون مخموراً |
| sarhoş oldu, barakanın kapısını açamadı, gerçek! | Open Subtitles | لقد كان مخموراً و لم يكن ليفتح باب مخزن الحطب واقع |
| Günün erken saatlerinde odanıza geldiğimde biraz sarhoş ve heyecanlıydım. | Open Subtitles | عندما جئت إلى عرفتكِ سابقاً, كنت مخموراً و متشوقاً |
| Onu her zaman düşünüyorum sarhoş ya da ayık fark etmiyor. | Open Subtitles | إننى دائم التفكير بها سواء كنت مخموراً أم لا |
| Annem, Washington'da görünmesine izin vermeyecek kadar sarhoş olduğunda. | Open Subtitles | عندما يكون مخموراً .. لا تحب أمى أن يرى كذلك فى واشنطن |
| Bundan ince bir alay var ama, bunu anlayacak kadar sarhoş değilim. | Open Subtitles | عمره أكثر من 200 عام ربما توجد سخرية فى ذلك و لكنى لست مخموراً بما فيه الكفاية أن أتبينها |
| Daha önce kuşandığın umut sarhoş muydu peki? | Open Subtitles | هل كان الأمل مخموراً ذلك الذى اكتسيت به مرة؟ |
| Ön raporlar geminin kaptanının dümende sarhoş olduğunu belirtti. | Open Subtitles | أشارت التقارير الأولية إلى أن القبطان كان مخموراً في قمرته. |
| Eve sarhoş gelmeye başladı. Sonra sanırım, kendini kapana kıstırılmış hissetti ve... bunun için Dorenne'i suçladı ve... | Open Subtitles | يعود إلى البيت مخموراً يعتريه إحساس بأن حياته قد تدهورت |
| Geçen gece bir partiden dönüyorduk,yine sarhoştu. | Open Subtitles | الليلة الماضية,كنا نقود السيارة للمنزل عند عودتنا من حفلة,وكان مخموراً أيضاً |
| O kadar sarhoştu ki şapkasını bile yere isabet ettiremezdi. | Open Subtitles | كان مخموراً جداً لدرجة أنه لن يستطيع ضرب الأرض بقبعته في ثلاث محاولات |
| Gece devriyesinde Alkollü araç kullanma ile ilgili çalışmalarımı aileler ne zaman görse şok oluyorlardı. | Open Subtitles | لقد عملت نصيني في حوادث القيادة مخموراً في النوبة المسائية العائلة دائماً مصدومة |
| Pekâlâ, karanlıktı, sarhoştum ve onu sen zannettim. | Open Subtitles | حسناً، كنت مخموراً و كان الظلام حالكاً، وإعتقدتها أنت |
| Belki de, ayyaş babam bizi duvardan duvara vururken, annemin bizi sessizce izleme yeteneği yüzündendir. | Open Subtitles | أو ربما بسب قدرة أمها على... المشاهدة بصمت عندما كان والدنا مخموراً ويركلنا من غرفة إلى أخرى |
| İçkili gezdiğim için beni tutuklayamazsınız, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنكم إعتقالى للمشى مخموراً أليس كذلك ؟ |
| Öyle sarhoşsun ki yolunu bulamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك إيجاد طريق العودة وأنت مخموراً هكذا |
| - sarhoştun. - Yüzbaşı, lütfen. | Open Subtitles | لقد كنت مخموراً , ايها الملازم ، من فضلك |
| Hayal kırıklığına uğrarım diye mi korkuyorsun? sarhoşken hep iyiydin. | Open Subtitles | هل أنتَ خائف من أن أخيب أملك لطالما كنت مخموراً جيداً ؟ |
| Bunun gibi anlarda umarım sarhoşumdur diyorum. | Open Subtitles | بأوقات مثل هذا أتمنى أن أكون مخموراً |