Karların altında bir yerde gömülü kaldığına hiç şüphemiz yok. | Open Subtitles | بلا شك هو مدفون في مكان ما هناك في الثلج |
Timmy Musket'in Block Island'da bir mezarlıkta gömülü olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت بأن تيمي مسكيت مدفون في مقبرة في جزيرة بلوك |
O adam parkta para gömülü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال الرجل أنه ثمة مبلغ من المال مدفون في ذلك المنتزه |
Duygusal olarak çökmüş, sık sık yalnız ve işlerine gömülmüş. | Open Subtitles | بأنه محروس بعواطفه اكثر ، ويفضل الوحدة مدفون في عمله |
...ve bir rüya henüz nasıl soracağımızı bilmediğimiz bir soruya cevaptır, bilinçaltımıza gömülmüş birşeydir. | Open Subtitles | والحلم جواب لسؤال لم نعرف كيف نسأله, هناك شيء مدفون في اللاوعي. |
Seni yatakta bir sarışınla yakaladığımı hatırlıyorum, sırtın ona dönük burnun gizemli bilim kitaplarına gömülüydü. | Open Subtitles | أذكر حين كشفتك مضطجعاً برفقة شقراء كنت محيلاً ظهرك نحوها, وأنفك مدفون في كتاب عن علم الباطن. |
Bir diğeri şöyle, "Doğusunda nehrin, güneş parlar üzerinde gömülüdür yerde, kemikleriyle ölülerin." | Open Subtitles | وآخر في "شرق النهر، والشمس في كبد السماء، مدفون في باطن الأرض مع عظام الموتى." |
Burada gömülü olan her kadavrayı bulup yakmam gerekiyor. | Open Subtitles | عليّ أن أعثر على كل أخرق مدفون في التراب ثم أحرقه |
O mezarda gömülü olan şey bir yolcu değildi. | Open Subtitles | الوكيل دوجيت؟ ذلك ما كان عابر مدفون في ذلك القبر. |
Bir orman, gece yarısı toprağa gömülü plastik bir torba, içinde de bir kadın. | Open Subtitles | غابة, في منتصف الليل الكيس البلاستيكي مدفون في الارض, فيه امرأة ميته |
Bu şifre, kumda gömülü bir kutunun koordinatlarıydı. | Open Subtitles | إحداثيات قادتني حيث الصندوق مدفون في الرمال |
Claire'i ararken, ormanda gömülü bu metal parçası bulduk. | Open Subtitles | عندما كنا نبحث عن كلير،وجدنا هذا الشئ من الفولاذ مدفون في الغابة |
Çölde bir yerde gömülü durumdayım. | Open Subtitles | أنا مدفون في مكان ما بالصحراء و بحاجه لمساعدتك |
Çölün ortasında, bir tabutta gömülü değilsiniz tabii. | Open Subtitles | أنا في تابوت مدفون في وسط الصحراء اللعينه |
Yüzeyin yaklaşık 27 metre altında taşocağı işçileri iri bir hayvanın kafatası parçasını taşın içine gömülü olarak buldular. | Open Subtitles | و على 90 قدم تحت سطح الأرض هذه الحفرية أظهرت جزءًا من جمجمة لحيوانٍ كبير مدفون في الحجر |
Bağlantılı alt programlardan birinin içine gömülmüş olmalı. | Open Subtitles | يجب أنْ يكون مدفون في أحد الأوامر الثانويه المترابطةِ |
Bir an, vücudun ateşler içinde yanarken diğer an buzların içine gömülmüş gibi hissedeceksin. | Open Subtitles | لحظة ، تشعر أن جلدك يحترق ولحظة ، تشعر أنه مدفون في الثلج |
Altımızdaki mağaralarda gömülmüş hâlde ama onu bir büyü olmadan çıkarmak imkânsız. | Open Subtitles | إنّه مدفون في كهفٍ أسفلنا لكن يُحال إخراجه بدون تعويذة |
Adada biryerlerde buradan birkaç gün uzaklıkta, gizli bir yere gömülmüş, içi altın dolu bir sandık var, ve yerini bilen yalnızca üç kişi var, sanırım aralarından hayatta kalan son kişi de ben oluyorum. | Open Subtitles | في مكان ما على الجزيرة رحلة على بُعد أيام من هنا صدر مملوء بالكنز مدفون في مكان سري ولو عرف ثلاثة رجال ذلك المكان |
Yerel öykülere göre orada altın bir tabut gömülüydü. | Open Subtitles | في هذه الحالةِ يقول التقليد المَحلِّي أنه كان هناك تابوتُ ذهبي مدفون في الموقعِ |
Shiva, bu evimin dışında yerin altına gömülüydü. | Open Subtitles | شيف, هذا كان مدفون في الحديقه القريبه من بيتي |
Bir diğeri şöyle, "Doğusunda nehrin, güneş parlar üzerinde gömülüdür yerde, kemikleriyle ölülerin." | Open Subtitles | وآخر في "شرق النهر، والشمس في كبد السماء، مدفون في باطن الأرض مع عظام الموتى." |