Yaklaşık iki saat önce, yakın mesafeden iki kez karnından vurulmuş. | Open Subtitles | لقد تلقت طلقتين في بطنها من مدى قريب منذ ساعتين تقريبأ |
Tek el. yakın mesafeden. Büyük ihtimalle 38'lik bir altıpatlar. | Open Subtitles | طلقة واحدة مدى قريب مسدّس بروباليا مقدرة 38 |
Kan lekesinden bir şey çıkmadı. Tek diyebileceğim, yakın mesafeden vurulmuş. | Open Subtitles | لطخات الدم غير حاسمة، كلّ ما أستطيع قوله هو أنّه أطلق عليها النار من مدى قريب |
Ucu kesik tüfek, yakın mesafe, şoför tarafından atış, mavi jip. | Open Subtitles | و المحققين يخبرون عائلاتهم بندقية عيار 12 منشورة من مدى قريب اطلقت من النافذة عند جهة السائق |
Çok yakından kafasına ve göğsüne iki el ateş edilmiş. | Open Subtitles | طلق نارى فى الرأس من مدى قريب وطلقتان فى الصدر |
Çok yakın mesafeden ateş etmiş olmalı. | Open Subtitles | إذاً القاتل كان يجب ان يكون على مدى قريب |
Ona ateş ettin ama yakın mesafeden ıskaladın. | Open Subtitles | لقد أطلقتى النار عليها من مدى قريب وأخطأتى |
Kan sıçramaları, tek kurşun olduğunu gösteriyor. yakın mesafeden... | Open Subtitles | تناثر الدم يُشير لرصاصة واحدة، من مدى قريب. |
yakın mesafeden iki el atılmış. | Open Subtitles | رُميت برصاصتين من مدى قريب.. يوجد الكثير من بقايا البارود |
Hırpalanmış gibi görünüyor. yakın mesafeden beynine bir kurşun yemiş. | Open Subtitles | يبدو أنّه تم ضربها، طلقةٌ واحدة على الرأس، من مدى قريب |
Neredeyse ölüyordum, fakat kuzenim Johnny benden daha kötü bir şekilde vuruldu, yakın mesafeden pompalı tüfekle. | Open Subtitles | وكادت تكلفني حياتي لكن ابن عمي تلقاها أسوأ مني سلاح قاذف على مدى قريب |
Ayrıca, elimde listende adı geçmeyen ve aynı bu kurban gibi, yakın mesafeden oyuk uçlu mermi ile başından vurulmuş bir ceset daha var. | Open Subtitles | عدى أني الآن لدي جثة يابسة أخرى ليست على قائمتك وقتلت مثل الأولى , مدى قريب تصويب مباشر , ضربة رأس بعد السقوط على الأرض |
Yani ateş eden adam önce odadaki tek silahlı adamı sırtından vuruyor Hatcher'e dönüyor, yakın mesafeden onu çenesinin altından vuruyor. | Open Subtitles | -إذن، القاتل يضع رصاصة في ظهر صاحب السلاح الآخر في الغرفة، يستدر لـــ "هاتشر" من مدى قريب ويعطيه واحدة أسفل ذقنه |
Ölüm nedeni yakın mesafeden kafatasının ön kısmına uygulanan kurşun yarası. | Open Subtitles | كان سبب الوفاة طلقة نارية أطلقت من مدى قريب نحو مقدمة الجمجمة |
O kadar yakın mesafeden birini vurmak barut izi kolayca 1,000 olabilirdi. | Open Subtitles | عند إطلاق النار على شخص من مدى قريب كذاك يمكن لعدد الجزيئات أن تكون أكثر من ألف على الأقل |
Sonra barut isi bırakan, yakın mesafeden atılan iki kurşun infaz tarzında öldürüldüklerini gösteriyor. | Open Subtitles | وتبعتها رصاصتين من مدى قريب مع بقع سوداء، مما يشير إلى أنّهما أُعدِما. -حسنا. |
Ellen da yakın mesafeden boynundan vurulmuş. Hiç böyle bir düzen görmemiştim. | Open Subtitles | وإلين إصيبت من مدى قريب خلف الرقبة |
38 kalibre, yakın mesafe. | Open Subtitles | -عيار 38. مدى قريب. |
yakın mesafe. | Open Subtitles | من مدى قريب |
Tek atış. yakından mesafe. Büyük olasılıkla 38 kalibreli bir tabanca. | Open Subtitles | طلقه واحده من مدى قريب محتمل من مسدس عيار 38 |