O durdu, çevresinde döndü, elleri tümüyle ıslaktı, suçlu gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لقد وقف و استدر كانت يداه مبتلتين و يبدو مذنباً تماماً |
O durdu, çevresinde döndü, elleri tümüyle ıslaktı, suçlu gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لقد وقف و استدر كانت يداه مبتلتين و يبدو مذنباً تماماً |
Saklayacak hiçbir şeyi olmadığını söyleyen birine göre epey suçlu görünüyorsunuz. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل يزعم أن ليس لديه ما يخفيه حقاً تبدوا مذنباً |
Cinayet silahıyla kendini öldürüyorsan hiçbir şey seni suçlu yapamaz. | Open Subtitles | لا يمكن بأن تقول مذنباً كأن تقتل نفسك بسلاح الجريمة |
Ama mantıklı bir açıklama yapmaksızın suçlu olarak gösterilebildiğiniz Haplin'de kalmaktan gayet mutluyum. | Open Subtitles | والتي فيها كما يبدو، يمكن اعتبار المرء مذنباً دون سبب منطقي أو تفسير |
Babanın suçlu çıkmasını istemediğini biliyorum ama belki de artık hayatına devam edebilirsin. | Open Subtitles | أعلم أنك لاتريد أن يكون أبوك مذنباً ولكن ربما يمكنك الآن المضي قدماً |
Lâkin suçlu olmak ile suçlu bulunmak arasında ince bir çizgi var. | Open Subtitles | لكن لكي يكون المرء مذنباً و أن يثبت هو مذنباً امران مختلفان |
Sanik, George Eastman'i birinci derece cinayetten suçlu bulduk. | Open Subtitles | نجدالمتهم، جورجايستمان، مذنباً بارتكاب جريمة قتل من الدرجة الأولى |
İfadelere göre çocuk suçlu görünüyor, belki suçlu da. | Open Subtitles | طبقاًللشهادة, الولد يبدو مذنباً. ربما هو كذلك بالفعل. |
Çirkin gerçek şu ki bu şahıs tutuklanmış ve suçlu bulunmuş. | Open Subtitles | تظل الحقيقة القبيحة أن زميل إقامتنا هذا قد تم القبض عليه و قد وجد مذنباً |
İğrenç bir saldırıdan suçlu bulunmuş ya da suçu kabul etmiş. | Open Subtitles | وجد مذنباً أو أقر بذنبه فى جريمة مثيرة للإشمئزاز |
Bay Mattei bir şüphelinin suçlu muamelesi görmesi gerektiğini bilmiyor musunuz? | Open Subtitles | "سيد "ماتى ألم تكن تعرف أن المشبته به يعتبر مذنباً ؟ |
Meksika Başkanı adına, sen Profesör Vitaliano Xantos cinayet, soygun ve ayaklanma çıkarmaktan suçlu bulundun ve cezan kurşuna dizilmek. | Open Subtitles | بإسم جمهورية المكسيك وبورفيرو دياز أنت, البروفيسور فيتاليانو اكسانتوس يظْهر مذنباً بجريمة القتل, سرقة, التمرّد, وفوق الكلّ ما عدا ذلك |
Masumum deseydim beni kesinlikle suçlu bulacaktınız. | Open Subtitles | لو قلت أنني بريء لوجدتموني مذنباً بالتأكيد |
Henry Lloyd Moon, at hırsızlığından suçlu bulunup idama mahkum edildin. | Open Subtitles | هنري لويد مون لقد وٌجدت مذنباً بسرقة الخيول وحكم عليك بالاعدام شنقا |
...kasabanın yaşlıları tarafından suçlu bulundun Allah'ın ismini dile getirmek ve hakkında kötü konuşmaktan taşlanarak öleceksin! | Open Subtitles | وجدك كبار البلدة مذنباً بتهمة التجديف بأسم الله وكونك مجدفاً |
Demek sadece zanlı değildi. Öldürmüştü. suçluydu. | Open Subtitles | إذاً لم يكن متهماً وحسب بل قتله , كان مذنباً |
Bildiğim, eğer suçluysa ikna olmam için makul şüpheden fazlası gerekecek. | Open Subtitles | أعلم، إذا كان مذنباً فسأحتاج إلى إقناع لا يدعُ مجالاً للشك |
Eğer aklınızın bir köşesinde mantıklı şüphe varsa, en ufak bir şüphe o zaman sanığın suçsuz olduğuna dair karar vermelisiniz. | Open Subtitles | إن كان لديكم شك معقول في كون المتهم مذنباً شك مُبرر - عندها يجب أن تقدموا قراراً بأن المتهم غير مذنب |
Sydney Angka diyor ki, bu savaş sırasında, güzel bir hayat yaşayanların hepsi suçluymuş ve insanların acılarını paylaşmayanlar, bunu itiraf etmeliymiş çünkü bu yıl, ilk yılmış ve her şey baştan başlıyormuş. | Open Subtitles | (سدني) (اونجا) يقول بأنه من كان مذنباً بالمعيشة الناعمة في سنوات الكفاح العظيم |
Son derece suçluyum, sanırım. Kendi isteğimle yapmadım, elbette. | Open Subtitles | أظنني مذنباً للغاية، ضد رغبتي بالطبع. |
suçluydum. Fakat içmekten, öldürmekten değil. | Open Subtitles | لقد كنت مذنباً ، فى الشرب و ليس فى القتل |
Eğer suçluysan, ölürsün. | Open Subtitles | إن كنت مذنباً فأنت ميت |
1531, 1607 ve 1682'de görülenlerin aynı ve her 76 yılda bir dönen tek bir kuyrukluyıldız olduğunu bulan ilk kişiydi. | Open Subtitles | وكان اول من علم أن المذنب الذي تم مشاهدته عام 1531 1607 و 1682 كان مذنباً واحداً نفسه |