Yürümeyi öğrendiğimden beri moralim bozuk. Demek istediğim, 9 yaşındaydım zamanı gelmişti. | Open Subtitles | كنتُ محبطة مذُّ أن تعلّمتُ المشي، أعني، كنتُ بالتّاسعة، لأنّ حان الوقت. |
Harika maskeler yapmış olabilirler, ama büyük işlere girdiklerinden beri, diğerleri kuyrukta bekler oldu. Anladın mı beni? | Open Subtitles | إنّهم يصنعون أقنعة جميلة، لكن مذُّ أن إشتهروا، لابدّ من الأطفال البقاء في الطّابور، أتفهمينني؟ |
Sen bana taşındığından beri arkadaşlığımızı bozmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | إنّي دومًا ما أدمّر الصّداقات، كنتُ أحاول أن أدمّر صداقتي بك مذُّ أن إنتقلتٍ معي. |
Gemi gittiğinden beri, terör estiriyorlar. | Open Subtitles | مذُّ إختفاء السفينة، وعمت حالة من الفوضى. |
Onu çocukluğundan beri severdin sen ve onun da seni sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | لقد أحببته مذُّ كُنتوا أطفال، وأعرف انه أحبكَ. |
Dadım öldüğünden beri ilk defa buraya geliyorum. | Open Subtitles | أنّ هذه أوّل مرّة أكون هنا مذُّ أن ماتت مُربّيتي. |
Restorandaki Noel partisinden beri bu kadar sıfırı bir arada görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرى هذا الكمّ من الأصفار في مكانٍ واحد مذُّ حفلة عيد الميلاد للمطعم. |
İşte menü. 1974'ten beri fotoğraflardaki ürünlerden yok. | Open Subtitles | هاهي قائمتكما، وانتهى من عندنا كلّ شيءٍ بالصّـورة مذُّ عام 1974. |
9 yaşından beri kimseye vurmadım. | Open Subtitles | أنا لم أركل أحداً مذُّ كُنتَّ بالـ 9 |
1989 yılından beri Cadılar Bayramı'nın kutlanmadığı kasabadan. | Open Subtitles | البلدة التي حظرت ليلة عيد القديسين مذُّ 1989... |
İlk günden beri buradasın. Seni asla unutmadım. | Open Subtitles | مذُّ ذلك الحين ولم انساك أبداً. |
1996'dan beri elimle hiçbir şey yazmadım. | Open Subtitles | لم أكتب شيئًا بيدي مذُّ عام 1996. |
Çocukluğundan beri, kendini ünlü olmaya adamıştı. | Open Subtitles | كان واحد من أشد إحباطات حياة (جوي) مذُّ أن كانت طفلة، كان عندها حلم أن تكون شهيرة |
En başından beri olduğu gibi. | Open Subtitles | كما كنت مذُّ البداية. |
Bay Gross UGA'nın medya yasağını sorgulamaya cüret ettiğinden beri, ...hükümetin herhangi bir sebeple onu kovuşturmak için yakalamasından korktuk. | Open Subtitles | مذُّ السّيد (غـروس) لديه الجسارة ليستجوب نظام الأمن القـومي، إنّنا خائفين انّ الحكومـة، ربّما ترى أيّ عذر لتقاضيهم. |
Seni gördüğüm ilk andan beri seni öpmek istiyorum. | Open Subtitles | مذُّ لحظة لقائك، وددتُ... . -وضع شفتاي على شفتاكِ؟ |
Lily Marshall'ın, İtalya planlarını tehlikeye sokan yargıçlık teklifini kabul ettiğini duyduğundan beri ikisi de büyük bir kavga edeceklerini biliyordu. | Open Subtitles | "مذُّ أن علمت (ليلي) أنّ (مارشال) قبل وظيفة كونه قاضيًا، وبهذا عرّض رحلتهم لسنة في (إيطاليا)،" |
Max birisi duvara o erotik resmi çizdiğinden beri bu kadar müşteri olmamıştı. | Open Subtitles | مـاكس)، لم نكُ مشغولتَين جدًّا مذُّ شخصٌ ما كتب ''أغراضٌ جنسيّة مجانية'' على الجدار بالخارج. |
Selam Han! Çıktığımız küçük geziden beri görüşmemiştik. | Open Subtitles | مرحبًا يا (هان)، لم أركَ مذُّ أن أخذنا رحلتنا الصّــغــيرة. |
Aile planlaması için New Jersey'e taşındığımdan beri istemediğim birşey için hiç bu kadar uzağa gitmemiştim. | Open Subtitles | لم أتبعد لهذا الحدّ لشيءٍ لا أودّه مذُّ أن (بلاند بارنتهود) انتقل لـ(نيوجرسي). مرحبًا! |