Tavanında ayna olan yatak odası vardı. | Open Subtitles | أخبرك, إن كان لدي حجرة نوم مثل تلك مرايا على السقف |
Evde ne kadar kız varsa o kadar da ayna gerektiğini öğreniyorum! | Open Subtitles | أنا أتعلم أن المنزل يحتاج مرايا بقدر ما فيه من الفتيات |
Bu sabah etrafta yürürken, binaların çoğu nun güneşi çöle geri yansıtan dev aynalar olduğunu fark ettim. | TED | عندما كنت أجوب الأرجاء هذا الصباح، لاحظت أن معظم المباني عبارة عن مرايا عملاقة تعكس أشعة الشمس للصحراء. |
Öyle...evet, ama aynalar var. Aslında yakın görünüyor... | Open Subtitles | أجل, لكن هناك مرايا إنه يبدو أقرب في الحقيقة |
Çünkü uçakların arka camları... veya aynaları yoktur, bu sayede yaklaştığımızı göremeyecekler. | Open Subtitles | هو أننا سنداهم الطائرة من الخلف لأن الطائرات ليس بها نافذات خلفية وليس بها مرايا ولذا لَن يرونا ونحن نتسللُ إليها |
Burada bir ayna var ve şu mesafe de 4 km. | Open Subtitles | مرايا هنا, وعلى بُعد 4 كيلومترات من هذا الإتّجاه. |
binlerce ufak ayna gibi parıldarlar, saldırganların kafasını karıştırmak için biçimsiz bir kitle gibi dönüyorlar. | Open Subtitles | انها مثل الوميض من ألف مرايا صغيرة, تحوم ككتلة واحدة غير متبلورة للتشويش على المهاجمين. |
Tecrübelerime göre gerçek daha basit. Onlar hayat buldukları dünya kadar şeytani veya masum birer ayna. | Open Subtitles | الحقيقة وفقا لخبرتي هي أبسط,فهم مرايا أشرار او بريئون بقدر ما يمنحهم العالم |
Nakliye esnasında ayna takılmamış, çok mantıklı. | Open Subtitles | حسناً , لا يوجد مرايا عندما يتم شحنها وهذا منطقي |
! Bu lanet Pinto'nda ayna yok mu? Kullanmayı bilmiyor musun yoksa? | Open Subtitles | اليس لديك مرايا خلفية الاتعرف كيف تستخدمها؟ |
Ben de parlasın diye cam gözlerin arkasına ayna koydum. | Open Subtitles | ولذلك وضعت مرايا خلف عينيه الزجاجيتين ليأتلقا |
Evet, bazı otellerde duvarlarda büyük aynalar var. | Open Subtitles | نعم، يوجد هناك غرف فندقية بها جدران ملصوق عليها مرايا |
Benim de arkama minik aynalar yapışmalı! | Open Subtitles | أحتاج لأن أحصل علي مرايا الكرات ملتصقة بمؤخرتي |
aynalar veya hatırlatan insanlar etrafta olmadığında. | Open Subtitles | حين لا تكون هنالك مرايا في المنزل ليس هنالك أشخاص يتذكروني. |
Tabii, direkt bakarsan biraz ürpertici oluyorsun ama her tarafta aynalar var. | Open Subtitles | بالطبع, هذا مُخيف قليلاً لو نظرت الي ولكن, هُناك مرايا فى كل مكان اجل. |
Hep bir klape, kapan veya aynalar olurdu. | Open Subtitles | لقد كان الأمر دائما عبارة عن باب أرضي أو حقيبة أو مرايا |
Uçakların aynaları gerçeği yansıtmıyor, değil mi? | Open Subtitles | مرايا الطائرة غير دقيقة , صحيح؟ |
Bu boyutta aynaları hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم أر مرايا علي هذا النحو من قبل |
Pekala, şu anda sezgilerim bütün yol boyunca Mariah Carey dinleyeceğimizi söylüyor. | Open Subtitles | حسنا , حدسي يقول بأننا سنستمع الى مرايا كاري في طريق العوده |
Bunlar traş aynası değil. Bunlara Pat Kwa denir. | Open Subtitles | هذة ليست مرايا حلاقة الذقن إنها تدعى بات كوا |
Senin elf kehanet aynaların için, senin kristal sarayın için, nedense alıp durduğun renkli cam boncuklar için. | Open Subtitles | من أجل مرايا الوحى العفريتي خاصتك من أجل قصرك البلوري من أجل الخرزات الزجاجية الملونة |
Dev Macellan teleskobunu ve yedi aynasını tamamladığımızda Güneş dışı gezegenleri direkt olarak görüntüleme... olanağımız olacak ve belki de.. | Open Subtitles | ولكن عندما تنضم إلى سبع مرايا أخرى مثلها باستخدام تلسكوب ماجلان العملاق سنكون قادرين مباشرة على |
Oh, Bebek monitörleri, gizli kameralar, | Open Subtitles | مرايا صغيرة. كاميرات مخبأة. |
Halatın ucunu iki aynaya da bağlarım. | Open Subtitles | أشد طرفا حبل إلى مرايا السيارة |