"مربوطاً" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bağlanmış
• bağlıydı
• bağlayıp

Silahı ucuna ağırlık bağlanmış olarak nehrin dibinde buldular.
لقد عثروا على المسدس في النهر مربوطاً بثقلاً و منشفة

Gözlerim bağlı sandalyeye bağlanmış olarak uyandığımı hatırlıyorum.
اتذكر أنني استيقظت معصوب العينين و مربوطاً إلى الكرسي

Sersemlemiş, yaralı, normalden zayıf ve perişan haldeydi. Roosevelt ağaca bağlanmış bu hayvanı gördüğünde hayvanı vurmaya eli gitmedi.
وكانت مصابة بالدوار وجريحة، وكانت قد خسرت الكثير من الوزن، وتبدو جرباء بعد الشيئ وحين رأى روزفلت هذا الحيوان مربوطاً بشجرة لم يستطع أن يطلق النار عليه.

Evet, ama masaya bağlıydı ve elleri kelepçeliydi.
نعم ولكنه كان مربوطاً بالطاولة ويداه مقيدتان

Sahibi kahve almak için içeri girdiğinden, kayışı bir sandalyeye bağlıydı. Israrla çabalaması beni selamlamak içindi ya da belki kulağını kaşıtmak için.
وكان طوقه مربوطاً للكرسي لأن صاحبها دخل ليشتري القهوة وكانت مصممة بجهودها على تحيتي , وربما أن تحصل على حكة خلف أذنها .

Beni bağlayıp kale direğine astıkları zamanı hatırlıyor musun?
أتذكرين تلك المره حينا تركني الفريق مربوطاً ومعلقاً على العارضه؟

Yüzbaşı, o adamla çalışmak belime arı kovanını bağlayıp gezmek gibi bir şey.
أيّها المُلازِم ... العمل مع ذلك الرّجل يُشبه التّمشّي في الجِوار مربوطاً بعشّ دبابير في وِركي

Roosevelt Mississipi'de ava çıktığında, bu özelliklerini kaybediyorlardı ve ağaca bağlanmış o hayvan gerçekten de bütün ayıları simgeliyordu.
وفي الوقت الذي كان فيه روزفلت يتصيد في المسيسيبي كانت تلك المكانة تحطمت والحيوان الذي كان مربوطاً بشجرة كان رمزاً لكل الدببة.

Bir kolunuzu arkadan bağlanmış gibi tutun.
ضع ذراعاً خلف ظهرك كما لو كان مربوطاً

Yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde de bağlanmış olacak; yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde de çözülmüş olacak."
"وكل ما تربطه على الأرض سيكون مربوطاً في السماوات." "وكلّ ما تحلُه على الأرض سيكون محلولا في السماوات."

Dün gece rüyamda, çölün ortasında duruyordum, evim boynuma bağlanmış vücudum ağırlığıyla eziliyor, ev alevler içinde yanıyor ve alevler ip boyunca ilerliyor ve ve tam boynuma ulaşacaklarken, uyanıyorum ve anlıyorum ki anlıyorum ki, bu evden kurtulmak zorundayım.
بالأمس في حلمي، كنت واقفة وسط الصحراء وبيتي كان مربوطاً حول عنقي وجسدي ينهار بسبب وزنه، وكان مغموراً باللهب، واللهب كان... يتسلق الحبل و...

bağlanmış. Uzaktan duymuştum, fakat--
لقد كان مربوطاً.

Sanki kabloyla bağlanmış.
يبدو كما لو كان مربوطاً

bağlanmış.
لقد كان مربوطاً.

Tur teknesine alüminyum bir kayık bağlıydı.
ووجدنا مركب ألومينيوم مربوطاً بمركب (شارك تور)

Yatağa bağlıydı ve Roxanne'ye kırbaçlaması için yalvarıyordu.
كان مربوطاً بذلك السرير ويتوسل (روكسانا) لجلده

Ve sonrakini biliyoruz. Bay Smithers'ı bağlayıp, büyükbaba saatine koymak.
وفجأة وجدنا (سميذرز) مربوطاً في ساعة عتيقة