Hayatımda sadece bir kez seviştim, o da erotik bile sayılmazdı. | Open Subtitles | لقد تعرفت على الحب مرة واحدة فقط وكان أقل من جنس. |
İyi dinleyin çünkü yalnızca bir kere söyleyeceğim. | Open Subtitles | اسمعوا جيدًا ، لأني سأقول ذلك مرة واحدة فقط |
Bir kerecik görmek istiyorum. | Open Subtitles | حتى يستطيع التركيز على مايحاول إنجازه هنا أنا أطلب منك رؤيته مرة واحدة فقط |
Bir kez olsun adımı söylerse ona bunu kanıtlayacağım ama beni hiç çağırmıyor. | Open Subtitles | ،إذا نادت علىّ مرة واحدة فقط ،يمكنني إثبات هذا أمامها ولكنها، لا تنادي عليّ |
Evet, sadece bir kere. | Open Subtitles | لماذا، لقد رأيت تلك الفتاة لوسيا مرة واحدة فقط |
Hayır, hayır, daha yaklaşamadık bile. bir kez daha. | Open Subtitles | - لا، نحن لسنا حتى قريبين، مرة واحدة فقط |
Evlendikten sonra bir kez daha buluşalım. | Open Subtitles | بعد زواجك سوف نجتمع هنا مرة واحدة مرة واحدة فقط |
Daireye girdiğimde, direk odasına gitti ama kapıyı yalnız bir kere çarptı. | Open Subtitles | عندما دخلت دخل الى غرفة نومه و لكن قفل الباب مرة واحدة فقط |
Bir defa hata yaparsa, sadece bir defa daha uyutulacak. Beni anladın mı? | Open Subtitles | إذا أخفق مرة واحدة، مرة واحدة فقط سوف يموت، هل تفمهني؟ |
Görünüşe göre bütün arabaları dokunulmaz yapıyor ama Sadece bir kereliğine. | Open Subtitles | يبدو أن القفازات تجعل السيارة غير ملموسة لكن مرة واحدة فقط. |
Çünkü Yunanlar sadece bir kez yaşandığına inanıyorlardı ve öldüğünüzde Styx nehrini geçmek zorundaydınız | TED | لأنه ،كما ترون، فإن الإغريق يؤمنون أنك تعيش مرة واحدة فقط وعندما تموت، يجب عليك ان تعبر نهر ستيكس |
Bu harfi oluşturdum. Bu alfabeden sadece bir kez katlanarak oluşturulmuş bir harf. | TED | فكرت بهذا الحرف .. هو حرف من الحروف الأبجدية وهي مطوية مرة واحدة فقط |
Bir kez yalnız başıma çıktım. sadece bir kez. | Open Subtitles | فقط مرة واحدة, مرة واحدة فقط التى صعدت فيها بمفردى وكانت فى الصيف |
Bu yalnızca bir kere olacak o yüzden hakkını iyi kullan. | Open Subtitles | هذا سوف يحصل مرة واحدة فقط لذا إبدأ بالعد |
Ve bunu yalnızca bir kere daha görmüştüm ve sonu iyi bitmemişti. | Open Subtitles | و قد رأيته مرة واحدة فقط و لم ينتهي الأمر على ما يرام |
Onu görmek isterdim son Bir kerecik. | Open Subtitles | كان بودى أن أراه مرة واحدة فقط |
Bir kerecik olsun, amacıma ulaşmak için dövüşmem gerekmeyecek diye ummuştum. | Open Subtitles | لقد كان يأمل في أن لا تضطر إلى محاربة هدفي مرة واحدة فقط... |
Bana yakın olabileceğini. Çünkü Bir kez olsun gerçek aşkın kazanmasını istedim. | Open Subtitles | لأنني أردت الحب الحقيقي ل في الواقع سخيف الفوز مرة واحدة فقط! |
Bir kez olsun gerçekten ne hissettiğimi söylemek istedim. | Open Subtitles | لهذا الأستعراض اليومي من الجنون الذي يكّـون الأخبار مرة واحدة فقط... عندما أردت قول ما أشعر به حقا |
Ben sadece bir kere ateşlemek zorunda olduğunuz silahı tercih ederim. | Open Subtitles | أنا أفضّل السلاح الذي تحتاج أن تطلقه مرة واحدة فقط |
Comic-Con'a bile bir kez gitmiş. | Open Subtitles | ذهب مرة واحدة فقط إلى مؤتمر "كومك-كون" |
Bunu bir kez daha söyleyeceğiz. Lütfen bize Filozof Taşı'nı ver. | Open Subtitles | سنقولها مرة واحدة فقط, اعطنا حجر الفلاسفه |
Bunu size yalnız bir kere söyleyeceğim. Anladın mı? | Open Subtitles | سوف أخبرك بهذا مرة واحدة فقط هل فهمت المعنى؟ |
Mozart şanslıydı ki, imparator sadece bir defa esnedi. | Open Subtitles | (موتسارت) كان محظوظ أن الأمبراطور تثائب مرة واحدة فقط. |
Sadece bir kereliğine, çünkü iyi günümde değilim. | Open Subtitles | مرة واحدة فقط ، انها ليست المميزة لدي |
Dedi ki, bir kez, yalnızca bir kez tanrının korktuğu birinden söz ettiğini duymuş. | Open Subtitles | يقول أنه مرة واحدة فقط سمع الإله وهو يتحدث عن شيء يخشاه |