ويكيبيديا

    "مرتاحة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • rahat
        
    • rahatsız
        
    • rahatladım
        
    • rahatsızım
        
    • iyiyim
        
    • memnun
        
    • sorun
        
    • rahatsın
        
    • hoşuma
        
    • huzursuz
        
    • rahatlamış
        
    • rahatça
        
    • dinlenmiş
        
    • rahatlatıcı
        
    • rahatsızlık
        
    O da olmaz dedi mi, o şey olmaz. Üstündekiyle rahat değilsin sanki. Open Subtitles عندما قال لى لا، لم يكن هناك مجال للمناقشة يبدو أنك لست مرتاحة
    Galiba, parasal açıdan rahat olmadığım için... mekan konusunda fazla titiz davranıyordum. Open Subtitles أظن أني كنت متعنتة بشأن الموقع لأني لم أكن مرتاحة لأمر التمويل
    Fakat işe gidip onu burda bırakırken rahat olduğumu söyleyemem. Open Subtitles لكني لست مرتاحة بذهابي للعمل كل يومٍ تاركةً إيّاه هنا
    Eğer arkadaşının benimle çıkmasından rahatsız olduysan bunu halletmenin yolları her zaman vardır. Open Subtitles اذا لن تكونى مرتاحة أن صديقك يخرج معى هناك طرق دائما لمعالجة هذا
    Doğrusu Hogarth'ın bahsettiği şeyin bu olmasından dolayı çok rahatladım. Open Subtitles أنا سأعترف . أنا مرتاحة أن هذا ماكان هوجارد يتحدث عنه
    Sadece bir şeyi sevdiğini söylerken bu kadar rahat olmana sevindim. Open Subtitles لا شيء، أنا سعيد لأنكِ مرتاحة لقولكِ أنكِ تحبين شيئا ما
    Demek istediğim, ben de sen başkanlığa soyunduğunda rahat değildim. Open Subtitles أقصد، أنني لم أكن مرتاحة عندما قررت أن تكون رئيسا
    rahat ve küstah olduğum için evren şimdi beni alaşağı ediyor. Open Subtitles انت محقة,لقد أصبحت مرتاحة و متقلبة و الكون يعاقبني على ذلك
    Buna bana fazla rahat şekilde emirler veren İngiliz sürtük ile başlayalım. Open Subtitles بدءاً من ساقطة بريطانية معينة باتت مرتاحة كثيراً في إعطائي تحذيرات نهائية.
    Bir kişi toplum önünde gayet rahat olduğumu düşünebilir hatta burada size konuşurken rahat olduğumu. TED سيفترض الناس أنني مرتاحة أمام الجمهور ومرتاحة لكوني هنا، أتحدث اليكم،
    Dunya'yı hiç mi rahat bırakmayacak, burada bile? Open Subtitles هل من الممكن أن لا يدع دونيا مرتاحة هنا أيضا؟
    Seni ne kadar kıskanıyorum, Carroll hep böyle rahat ve neşelisin. Open Subtitles كم أحسدك، كارول أنت دائما مرتاحة ومبتهجة
    Kendi odan yap. Boya, duvar kâğıdı, poster, ne istersen. Sen sadece kendini rahat hisset. Open Subtitles اجعليها كما تريدين، الطلاء، ورق الجدار، أي شيء يجعلك مرتاحة
    Biraz önce yaptığımız şeyin bazı ayrıntıları beni rahatsız etti. Open Subtitles انا لم اكن مرتاحة لبعض التفاصيل التي قمنا للتو بها
    O evli ve sen onu rahatsız ediyorsun. Hatta, senden korkuyor. Open Subtitles إنها متزوجة وأنت تجعلها غير مرتاحة في الواقع، إنها خائفة منك
    Kadınların yalnızca toplumun kurbanları gibi gösterilmesi beni rahatsız ediyordu. TED لم أكن مرتاحة مع أن النساء يعتبرن الضحية الوحيدة في المجتمع.
    Harika. Sanırım matematikten B alacağım. Çok rahatladım. Open Subtitles أعتقد أني ساخذ جيد في الرياضيات، أنا مرتاحة كلياً
    Ben de nam salmış bir katille aynı çatı altında uyumaktan rahatsızım. Open Subtitles وأنا بكل بساطة غير مرتاحة للنوم في نفس المنزل مع قاتل مشهور
    Üstüm kirleniyor. İyiyim ben, sen bak işine. Open Subtitles قد تتسخ ملابسي ليس لك شأن، أنا مرتاحة هنا
    Aslında o günden itibaren... ...bizden memnun oldu. TED ومن ذلك اليوم .. غدت مرتاحة لوجودنا بقربها
    Yumurtalarını satmak konusunda bir sorun olmadığına eminsin değil mi? Open Subtitles وأنت متأكدة من أنك مرتاحة في بيع بييضاتك، أليس كذلك؟
    Denizci mavisi süveterinin içinde rahatsın ama. Open Subtitles تبدين مرتاحة في هذا البلوز القطني القديم يجب أن تحصلي على هذه النظرة
    - Herhangi bir sorun yok. Bunun hakkında konuşmak hoşuma gitmiyor. Open Subtitles - نبحث بالموضوع ولكني بالحقيقة غير مرتاحة وانا اتكلم عن الموضوع
    Eminim ki, senin huzursuz olmanı istemediği için aramızda geçenleri hafifleterek anlatmıştır. Open Subtitles لقد قلل من أهمية ماضينا لأنه عرف بأنك ستكونين غير مرتاحة انه فعلا في الماضي.
    Beni yeniden gördüğünde aşırı rahatlamış olacağım. Open Subtitles في المرة القادمة التي ستراني فيها أنا سَأكون مرتاحة جداً
    Yedi ay boyunca, trafik mahkemesi hakimi olarak rahatça oturduktan sonra, ceza mahkemesine geçmem gerektiği söylendi. Kısım iki, ceza mahkemesi. TED بعد أن قضيت مرتاحة سبعة أشهر كقاضية في محكمة المرور، أُعلمت بأنني نُقلت إلى محكمة الجنايات، القسم الثاني، قاعة محكمة الجنايات.
    Yenilenmiş ve dinlenmiş olarak uyanmayı dört gözle bekliyorum. Bu da neydi? Open Subtitles انا اتطلع الى ان استيقظ مرتاحة و نشيطة ما كان هذا ؟
    Kötü bir şey olacak diye panik yapmadan sonunda şehirden ayrılmanın ne kadar rahatlatıcı olduğunu bilemezsin. Open Subtitles ليس عندك أدنى فكرة كم أنّي مرتاحة أخيراً أستطيع أن أتركَ المدينة ولا أخاف من أنَّ شيئاً مشؤومٌ سيحدث
    konuşmaktan rahatsızlık duyuyorum. Open Subtitles أنا لن أشعر أنني مرتاحة وأنا أتحدث عن شيء غير العلوم،

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد