İmkansız görünüyorsa da, biz birbirimize bağlıyız, sen ve ben. | Open Subtitles | مهما كان الأمر يبدو غير واقعي, فإننا مرتبطان, أنا وأنت |
Toplu görüşmeden dolayı zihinsel olarak bağlıyız. Hattı açık bıraktım. | Open Subtitles | نحن مرتبطان عقليّاً، إنه الاجتماع الهاتفيّ، لقد أبقيتُ الخطّ مفتوحاً |
Bitiremedikleri bir ilişki yaşıyorlar sürekli kavga edip seks yapmıyorlar. | Open Subtitles | إنهما مرتبطان في علاقة ،لا يمكنهما الخروج منها يتشاجران ،طوال الوقت و لا يتضاجعان |
O benim eski erkek arkadaşım. nişanlı değildik. | Open Subtitles | إنه خليلي السابق لم نكن مرتبطان |
Bununla bağlantısı olduğu belli değil. Tehlikenin Quad'a gelmekte olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لست متأكدة من أن الامرين مرتبطان, ولكنه قال بأن المشاكل قادمة |
çift olarak ilk kavgamızı etmek üzereyiz, Terrence. | Open Subtitles | نحن على وشك ان نخوض اول شجار ونحن مرتبطان يا تيرنس |
o adam ile senin aranda bir bağ olabilir. | Open Subtitles | أنتَ وذلك الشاب قد تكونان مرتبطان. |
Neredeyse üç yıldır beraberiz ve şu ana kadar hiç ölümsüzlüğünü öne çıkarmadın. | Open Subtitles | نحن مرتبطان منذ 3 سنين تقريبًا ولم تحاججني لمرة بسمة الخلود. |
İşte o anda şunu diyebildim: Tamam, bu ikisi birbiriyle bağlantılı. | TED | حفّزني ذلك تماماً لأن أقول، حسنا، هذان الاثنان مرتبطان. |
SPK araştırma yaptığında, ikiniz arasında hiç bir bağlantı bulamayacaktı. | Open Subtitles | علمت لو قام اللجنة بالتحقيق لما استطاعوا يوما معرفة أنكما مرتبطان |
- Gelecek. Biz birbirimize bağlandık. | Open Subtitles | إننا مرتبطان ببعضنا أنت من حررني |
Rüyalarım aracılığıyla bağlandığımızı şimdi anladın mı? | Open Subtitles | والآن هل تصدقين أننا مرتبطان عبر أحلامي؟ |
Ve bence biz durumlara göre birbirimizde uzaklaşıp yakınlaşsak da sen ve ben bir şekilde bağlıyız. | Open Subtitles | وحتى ان ابتعدنا او اقتربنا من بعضنا اعتماداً على الظروف نحن مرتبطان بطريقة ما |
Anlaşılan, sen ve ben hala birbirimize bağlıyız. | Open Subtitles | واضح أننا أنا وأنت مازلنا مرتبطان. |
Onunla... Rukia'yla ben... birbirimize bağlıyız! Nerede olduğunu mutlaka bulacağım! | Open Subtitles | انا وروكيا مرتبطان ، سأجدها بالتأكيد |
Ablanı kirletmedim ben, ilişki yaşadık. | Open Subtitles | لم أقم بتدنيس أختك لقد كنا مرتبطان |
Takip notlarında buradaki tedavisinden sonra sokağa çıktığı ve hoş bir kızla tanıştığı ve şimdi nişanlı oldukları yazıyor. | Open Subtitles | ثم ملاحظات المتابعة تقول... بعد علاجه هُنا، خرج والتقى بشخص، فتاة لطيفة، والآن هما مرتبطان. |
Ne düşündüğünüzü biliyorum ama inanın bana bu iki olayın birbiriyle bağlantısı yok. | TED | و أعلم فما تفكرون، ولكن صدقوني عندما أقول أن هذين الحدثين غير مرتبطان البتة. |
Bak, hakkımızda ne düşündüğünü bilmiyorum ama kesin olan bir şey var, o da bizim bir çift olmadığımız. | Open Subtitles | حقا ؟ ,انظر , لا أعرف مالذي تعتقدنا لكن حتى اكون واضحه تماما .نحن لسنا مرتبطان |
Adını aldı. Aranızda bir bağ olduğu çok açık. | Open Subtitles | تم تسميته، واضح أنكما مرتبطان. |
Biz daha birkaç yıldır beraberiz. | Open Subtitles | انا و آدم مرتبطان منذ عدة سنوات |
Bu ikisinin birbiriyle ilişkili olduğunu biliyordum. | TED | كنت أعرف أن هذين الإثنين مرتبطان. |