Yolu biliyorum. O gece eve gelen kişi, kenarı eğimli bir şapka giyiyordu. | Open Subtitles | الشخص الذي دخل تلك الليلة كان مرتديًا قيعة ذات حافة مائلة |
Arabadan çıkan adam beyaz üniforma ceketi giyiyordu. | Open Subtitles | الرجل خرج من السيارة مرتديًا سترة رسمية لونها أبيض |
Gördüğüm adam eski ordu üniforması gibi bir şey giyiyordu. | Open Subtitles | الرجل الذي رأيته كان مرتديًا لزي عسكري قديم مثل... |
Ben dışarıda kanunsuz gibi giyinmiş, şehrin karşısındaki alanda gezerken senin evde olduğuna tanıklık edecek yüzlerce kişi olsun diye mi? | Open Subtitles | ليكونوا 100 شاهد على أنّك لم تبرح البيت بينما أكون في المدينة مرتديًا كحارس ليليّ؟ |
Başkanlar gününde Sam amca gibi giyinmiş bir adamla araba pazarında yiyişmem gibi. | Open Subtitles | مثل عيد الرّئيس ضاجعتُ رجلاً مرتديًا زي العم (سام) في متجر السيارات المستعملة. |
Bu ne hâl böyle? Kaptan gibi giyinmişsin. | Open Subtitles | أنتَ جريء للغاية كي تأتي لهنا مرتديًا تلك الملابس |
Bu ne hâl böyle? Kaptan gibi giyinmişsin. Nesin sen, sahtekâr falan mı? | Open Subtitles | أنتَ جريء للغاية كي تأتي لهنا مرتديًا تلك الملابس |
Bu yüzden, burada aptal gibi giyinmiş bir şekilde dikiliyorum. | Open Subtitles | "ولهذا أنا واقف هنا" "مرتديًا زيًّا غبيًّا" |