Bir kavanoza birkaç tanesini koy. Onları inceleteyim. | Open Subtitles | أريدك أن تحفظ بعضهم في مرطبان حتى أفحصهم |
Narin ve çok güzeldiler, ben de bir tanesini yakalayıp bir kavanoza koydum. | Open Subtitles | كانت لطيفة وجميلة حتى أنني وضعت أحدها في مرطبان |
Bir örnek kavanozu getir. İçine biraz da atmosferlerinden koyalım. | Open Subtitles | سنضع عينات فى مرطبان و معها قليل من الغلاف الخاص |
Sekiz veya dokuz yaşlarındayken cam kavanozda bir sinek yakaladım. | TED | عندما كنت في الثامنة أو التاسعة من العمر، حبست ذبابة داخل مرطبان. |
Marmelat kavanozunu açarken filan mı burktun? | Open Subtitles | هل التواء فيه فتح مرطبان من المربى؟ |
Paranı turşu kavanozunda saklayacaksan içinde ne kadar paranın olduğunu da bilmen gerekir. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن تحتفظ بالنقود في مرطبان المخلل، فلتعرف كم المبلغ |
Donutçıya gittin, sonra buraya dönüp kavanoza işedin. | Open Subtitles | مشيت إلى متجر الدونات ثم عدت إلى هنا لتتبول في مرطبان |
Saçlarını söküp bir kavanoza koyup bilmiyorum bir hutbeyle beraber Papa'ya gönderirim. | Open Subtitles | سأقتلع شعرك وأضعه في مرطبان لا أدري |
Kafam burada yavaş yavaş ölürken, sanırım hepimiz cinsel önyargılar hakkında gerekli dersi aldık, çünkü halen bir kavanoza konmadı, seni aptal sarışın! | Open Subtitles | أعتقد أن جميعنا تعلمنا شيئاً أو إثنين عن العادات الجنسية بينما رأسي يموت ببطأ لأني لست في مرطبان بعد، أيتها الجميلة الغبية |
Eskiden kavanoza yirmi beşlik atılırdı. | Open Subtitles | نيكل في مرطبان السباب - وكنا في السابق ندفع ربع دولار لمرطبان السباب |
Chevy'nin beynimi alıp bir kavanoza koymasına izin vermeliydim. | Open Subtitles | علي السماح لـ"شيفي" شراء دماغي ووضعه في مرطبان. |
- kavanoza tezek mi koyuyorsunuz? | Open Subtitles | أ تحتفظون بروث الخيل في مرطبان ؟ |
Bir tanesi bir mısır şurubu kavanozu aldı ve başımdan aşağı döktü. | Open Subtitles | ومن ثم قام أحدهم بالتقاط مرطبان من عصير قصب السكر وسكبه على رأسي |
Düğme kavanozu iddiasında, düğmeleri saymayı kazandın. | Open Subtitles | لقد ربحت كل الازرار في تحدي مرطبان الازرار |
Kayganlaştırıcının kavanozu da amma büyükmüş. | Open Subtitles | من كبير مرطبان هذه رجل يا المزلق |
Merak etmeyin, çantada bir bomba tıpkı kavanozda bir kafa gibidir. | Open Subtitles | لا تقلقوا، القنبلة في حقيبة تماماً مثل رأس في مرطبان |
Virüs, hava sızdırmayan bir kavanozda tutulmuşsa sorun olabilir. | Open Subtitles | إذا كان الفيروس محفوظ خارج مرطبان محكم الغلق، فلربّما كانت هذه نقطة خلاف |
Teorik olarak, su altındaki cam kavanozda saklanan bir çiçek virüsünün, 200 yıldan fazla yaşaması mümkün müdür? | Open Subtitles | هل يمكن نظريّاً للجُدَري أن يعيش لأكثر من مئتي عام تحت الماء داخل مرطبان زجاجي مغلق؟ |
Şey, üzüm jölesinin kavanozunu elinden almaya gittiğimde şöyle oldum. | Open Subtitles | حسناً، عندما حاولت أخذ مرطبان مربى العنب... من يديه وكنت غاضبة، |
Dökülmeden al sidik kavanozunu. | Open Subtitles | "أمسك مرطبان البول قبل أن يقع" |
Anlıyorsunuz ya, daha biraz önce süpermarketteydik, ve annemiz bize kakao almayı reddetmişti, ama o kakao kavanozunda Kaptan Geceyarısı'nın şifre çözücü yüzüğü vardı. | TED | أترون .. لقد خرجنا على التو من متجر الخضار وقد رفضت والدتي شراء مرطبان فالتين لنا .. والذي كان يحوي على كوبون لكابتن منتصف الليل ومزين بخاتم عليه |