Beni alışveriş merkezine sürükledin, kolye için 40 papel bayıldım, ve sen gitmeye korkuyorsun. | Open Subtitles | سَحبتَنى معك نزولاً إلى مركز التسوّق. لقد صرفت فوق 40 دولارآ للعقدِ وأنت خائف. |
..yarın alışveriş merkezine gidip, saçımı o sürtüğe kestireceğim. | Open Subtitles | سأذهب غداً إلى مركز التسوّق لقصّ شعري بواسطة فاسقة. |
Karan da buranın yılılmasını isteyenlerden alışveriş merkezi yapılmalıymış | Open Subtitles | كاران يقول بأنّنا لا نستطيع ان نوقفهم من بناء مركز التسوّق هنا |
kendini suçlu hissetme ıkımızde biliyoruz bu alışveriş merkezi bi şekilde yapılacaktı! | Open Subtitles | تعرف وأنا أعرف أيضا بأنّ مركز التسوّق يجب أن يبنى |
Buradaki alışveriş merkezinin rezalet olduğuna bahse girerim. Brookfield Akıl Hastanesi | Open Subtitles | أراهنُ أن مركز التسوّق هنا سئ |
Yaptırmak için AVM'ye götüreceğiz seni. | Open Subtitles | سنأخذك إلى مركز التسوّق لإنجاز هذا |
Beni ararsanız, alışverişte olacağım.. | Open Subtitles | إن سأل عني أحد، سأكون .. في مركز التسوّق |
Ve siz şöföre Chandu bu alışveriş merkezini ben inşa ettirdim diyeceksiniz! | Open Subtitles | وأنت ستخبر سائقك انا بنيت هذا مركز التسوّق ياتشاندو |
Evet, alışveriş merkezinde, çörek standında çalışır diye düşündüm. | Open Subtitles | نعم، في مركز التسوّق تبيع الخبز الأوروبي |
Ropörtajlarım var, alışveriş merkezindeki yemek tanıtımı var. | Open Subtitles | أمامي مُقابلات، وعرض الطبخ في مركز التسوّق |
Sonra alışveriş merkezine sonra birahaneye ve hatta limana. | Open Subtitles | وبعد ذلك مركز التسوّق. وبعد ذلك الحانة. وحتى الميناء. |
Sabah alışveriş merkezine gidip yaptırdım. | Open Subtitles | ذهبت إلى مركز التسوّق في الصباح، وجعلتهم يصنعونها خصّيصاً. |
Dilmece oynamak için mi alışveriş merkezine gelmedin? | Open Subtitles | يافتاة، رفضت مركز التسوّق للعب الخربشة؟ |
Jeremy ve Dave alışveriş merkezine gitmek için beni bekliyorlar. | Open Subtitles | لا أستطيع. "جيريمي" و"ديف" بانتظاري ليأخذاني إلى مركز التسوّق |
Gideceksin ama önce Bay Rockwell'i alışveriş merkezine bırakmam lazım. Pantolon alacağım. | Open Subtitles | فقط عليّ أن أوصل السيّد (روكويل) إلى مركز التسوّق أوّلاً |
madem bu alışveriş merkezi yapılacaktı neden beni kulllandın | Open Subtitles | أنت كان يجب أن تبني مركز التسوّق ماذا كانت الحاجة لإستعمالي؟ |
Burada alışveriş merkezi ve toplum merkezi ... ikisi birden inşa edilecekti | Open Subtitles | مركز التسوّق والمركز الإجتماعي ... ......... ا |
alışveriş merkezi olacak ve diğer tarafta, Toplum merkezi ... olacaktır | Open Subtitles | حيث سيكون هناك مركز التسوّق ... ........ ا |
Dolayısıyla bugün, ben veto yetkimi kullanıyorum ve bu alışveriş merkezi prolesini ... ve toplum merkezi projesini Bay Raj Malhotraya veriyorum | Open Subtitles | لذا اليوم ,انا استعمل قوّة الفيتو انا اعطي عقد مركز التسوّق هذا ... ........ |
O korkunç AVM'ye gitmiyoruz, değil mi? | Open Subtitles | ذلك ليس مركز التسوّق اللعين؟ |
Hatta, dün alışverişte iki tane alıngan tekerlekli sandalyeli gördüm. | Open Subtitles | في الحقيقة، قابلت رجُلين معنوياتهما عالية على كراسي معاقين البارحة في مركز التسوّق |
yani başka biyere bu alışveriş merkezini yapma... ne söylemeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | حتى لو كان لشخص اخر فعنها مركز التسوّق... . .ا |
İşe yaramadı çünkü beni alışveriş merkezinde gördü. | Open Subtitles | على أيّة حال, لم يفلح الأمر, رآني في مركز التسوّق! |
Geçen hafta alışveriş merkezindeki yiyecek reyonunda yaptığın gibi. | Open Subtitles | مثلما فعلتِ الأسبوع الماضي في مطعم مركز التسوّق |