Bugün sıfırdan başlayarak korkunç bir gelecek hayal edebilmek için geçmişin aldatmacalarını kullanmak bu. | TED | إنّما يتعلق بتزوير الماضي لكي تستطيع تصوّر مستقبل مروّع يبدأ سنته الأولى من اليوم. |
Fakat romanın ilk sayfalarında bile korkunç bir karanlık, görünüşte huzurlu olan ortamın üzerine çöker. | TED | لكن منذ الصفحات الافتتاحية الأولى للرواية، يخيّم ظلام مروّع على هذا الوضع الذي يبدو وكأنه هادئ. |
O gece prenses Sita korkunç bir ağlama sesi duymuş. | Open Subtitles | في تلك الليلة , سمعت الأميرة بكاء مروّع. |
Hiçbirşey hissetmezler. Bak, O sapığın yaptığı şey, berbat korkunç birşey ama artık bunlar birer et parçası. | Open Subtitles | النظرة، هو شيء مروّع فظيع بِأَنَّ هذا عَمِلَ، لكن هذا فقط يُعفّنُ لحماً. |
Bana söylemenin yasak olduğu yeni bir ürkütücü olay mı? | Open Subtitles | خبر مروّع لا يمكنك أن تخبرني عنه؟ |
Sonuncusunda çok kötü kustum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَتْركُ بشكل مروّع آخر مَرّة. |
Onu tanıyorsun, nedenini biliyorsun. Herif dehşet verici ve akıllı. | Open Subtitles | إنك تعرفه، وتعلم السبب، إنه مروّع وذكيّ. |
Yüzünde o korkunç gülümsemeyle, ...vücudu bükülmüş olarak bırakır. | Open Subtitles | يَتْركُ الجسمُ لَوى بشكل مروّع بتلك التكشيرةِ المرعبةِ. |
Bunun için artık çok geç ama sanırım Boeun'a çok korkunç bir şey yaptık. | Open Subtitles | إنه متأخر جدا لهذا لكن أنا متأكّدة بإنّنا عملنا شيء مروّع إلى بويون |
Hepimiz gördük ki bu gece onun başından korkunç bir olay geçmiş. | Open Subtitles | انظر، نحن يُمْكِنُ أَنْ نَرى بأنّها رأت شيء مروّع اللّيلة. |
Manastırda korkunç bir kış yaşadık sizin ısıtma sisteminizden dolayı. | Open Subtitles | عانينا من شتاء مروّع في الدير بسبب نظام تدفئتك. |
Ne kadar korkunç bir ilk izlenim oluşturduğumun farkında olduğumu söylemek istedim. | Open Subtitles | أردت فقط أن أقول أني أعلم أني أبديت إنطباع مروّع. |
Evet, sonra eve gidip düşündüm, işinde büyük ihtimalle çok ama çok başarılı olan, böylesine değerli ve biricik dostuma nasıl öyle korkunç davrandım dedim. | Open Subtitles | نعم، وبعد ذلك ذهبت إلى البيت وفكرت، يا له من شيء مروّع أن أقول شيء كهذا لصديقة عزيزة والتي يحتمل أنها جيّدة في عملها. |
Ona böyle korkunç bir şey yapabilecek birini hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تصوّر شخص قادر على فعل أمر مروّع كهذا له أحقاً ؟ |
Şimdi senden bu ayıların korkunç bir kaza geçirdiklerini hayal etmeni istiyorum otobüs kazası falan. | Open Subtitles | أريدك أن تتخيّل أن هذه الدببة أصيبت بحادث مروّع |
Aman Tanrım... korkunç bir şey. Çok üzüldüm. | Open Subtitles | يا إلهي، إنه أمر مروّع أنا آسف جدا لما حدث لك |
Evet. berbat bir sey. Gordugun berbat bir sey. | Open Subtitles | نعم، انه شيئ مروّع انه شيئ مروّع لرؤية هذا |
İlk günüm epey berbat geçiyordu diyelim. | Open Subtitles | لنقُل أنّي كنت أمرّ بيوم أوّل مروّع جدًّا. |
berbat ve suçlu hissediyorum. | Open Subtitles | يراودني شعور مروّع و شعور بالذنب تجاه هذا الأمر |
Biraz ürkütücü bir şey, değil mi? | Open Subtitles | لكن هذا أمر مروّع قليلًا، صحيح؟ |
çok kötü olmuş ama bu yerel polislerin işi gibi gözüküyor. | Open Subtitles | حسناً، هذا مروّع ولكن يبدو بأنّه أمرٌ من شأن الشرطة المحليّة ويخصّهم |
Bunu tasvir edecek başka bir kelime bulamıyorum. dehşet verici. | Open Subtitles | لا أملك كلمة أخرى لوصف هذا، هذا مروّع. |
Sanırım senin en büyük endişen, insanların aslında bunun güvenli olduğunu düşünerek çok erken gaza gelmesi ve işleri geriletebilecek kötü bir olay gerçekleşmesi. | TED | أظن أن أكثر ما يقلقك هو أن الناس ربما يعتقدون مبكرًا جدًا أن ذلك آمن، وأنه قد يحدث حادث مروّع يعطّل الأمور. |
Müzik korkutucu bir şey. | Open Subtitles | الموسيقى شيء مروّع |