Yatılı okula ve üniversiteye gittim bunlar ilk başta beni çok rahatsız hissettirdi ama benim yeni dünyalara kapı açmama vesile oldular. | Open Subtitles | و ذهبت إلى مدرسة داخليه و إلى الجامعه تلك الأمور كانت غير مريحه في البداية و لكنها ساعدتني لفتح أبواب لعوالم جديدة |
Dışarıda bekleyeceğiz, ve bu rahatsız edici haberle başetmeniz için zaman vereceğiz. | Open Subtitles | سوف نذهب للخارج حتى تنتهوا من ذلك اخبار غير مريحه |
Yani, eğer sizi rahatsız ediyorsa o kelimeyi söylemek zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | لا يجب ان تطلق عليها ذلك اذا لم تكن مريحه بالنسبه لك |
"İsa bunun için mi kendini feda etti?" Ne yapayım, dayanamadım. Bu koltuklar çok Rahat. | Open Subtitles | لم أتمكن من مساعدته و تلك المقصورات كانت مريحه |
Bu araba çok rahattır. Mike Ditka'nın kucağında oturuyor gibi olursunuz. | Open Subtitles | هذه السياره مريحه للغايه وتشبه جلوسك في حضن مايك ديتكا |
Bu şeyler rahatsız ediyorsa, çıkarabiliriz. | Open Subtitles | لو ان هذه الاشياء غير مريحه يمكننا ان نزيلهم. |
Bir ajan olarak, rahatsız durumlarda bulunmaya alışırsınız ister bir yabancı bir hapishanede... sorgulamaya direnmek olsun ister, gerilla güçleriyle tropikal bir ormanda savaşmak olsun, ya da pantolonla miami'ye beş mil yüzmek olsun... bunlar sadece işinizin bir parçasıdır. | Open Subtitles | كعميل تتعود على وجودك في مواقف غير مريحه سواء كان مقاومة تحقيق |
Kıyafetler o kadar rahatsız mı ediyor. | Open Subtitles | هل كانت تلك الملابس غير مريحه لهذه الدرجه ؟ |
Yazacak kadar Rahat uyutmayacak kadar rahatsız bir koltuk ayarladım. | Open Subtitles | و لقد احضرت لك أريكه قديمه مريحه لدرجه أن تستطيع الكتابه ولكن ليست مريحه جداً لكي تنام عليها |
İçeriz, sohbet ederiz ve sonra da umut ediyorum ki, bir şeyler rahatsız edici şekilde rekabete dönüşür. | Open Subtitles | ونحتسي شرابا وبعد ذلك بأي حظ ستصبح الاشياء غير مريحه نفسيا |
O rahatsız anı kaçırmanı istemem. | Open Subtitles | لا اريدك ان تفوت هذا, ممم لحضه غير مريحه |
Böylesine rahatsız bir masada mı? | Open Subtitles | بالإحرى , على طاولة غير مريحه ؟ |
Kazağına bir bak, neredeyse hiç giyilmemiş. Belli ki rahatsız oluyor. | Open Subtitles | -انظر إلى الكنزة، نادراً مايرتديها، لابد من أنها غير مريحه |
-Bazı şeyler sana rahatsız geliyordur. | Open Subtitles | -لا بد أنك وجدتِ الأشياء غير مريحه |
Benim olayım karanlık, rahatsız edici ve tatsızdır. | Open Subtitles | نكتي مظلمه, مخيفة وغير مريحه. |
- Evet, çok rahatsız edici ama. - Gidin. | Open Subtitles | - نعم، انها غير مريحه |
Onu bırakabiliriz, elbette ama onun daha Rahat olmasını sağlayabiliriz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نجعله يرحل بالطبع لكن يمكننا ان نجعل الأمور مريحه بالنسبه له |
Dur, kanape çok rahattır. | Open Subtitles | أنتظر أن الريكه مريحه جداً |
Sekiz numara çok rahattır. | Open Subtitles | الغرفه ثمانية مريحه جدا |