| Şimdi kötü ruh halindeyim. Sanırım, bunun için yapabilecek bir şey yok. | Open Subtitles | أنا الآن في مزاجٍ سيّء، أظن أن ليس ثمّة داعٍ لذلك. |
| Perdeye sarılmış, iki bacaklı bir porsuk ile evlenecek ruh halinde olacağını pek sanmıyorum. | Open Subtitles | فلن يكون في مزاجٍ للزواج من حيوانٍ يقف على قدمين مرتدياً ستارة. |
| Bir ayrılıktan sonra, kadınların ruh hali kötü haber almaya uygun olmaz. | Open Subtitles | وبعد الإنفصال، المرأة ليست في مزاجٍ مناسب لسماع الأخبار السيئة |
| Şey... havamda değilim, anlarsın ya. | Open Subtitles | نعم، لكن تعلم لستُ في مزاجٍ لأحصل على أخرى |
| Oyunlar oynamayı kes. Hiç de havamda değilim. | Open Subtitles | توقفي عن لعب الألعاب أنا لست في مزاجٍ يسمح بذلك |
| İşi yapmanın zamanı gelmişti. bütün gece uyumayanlarımız kahve ve çörek havasında değildi. | Open Subtitles | كلانا كان مستفيقاً طوال الليل ولم نكن في مزاجٍ يسمح بتناول القهوة والكعك |
| Yok, baba hiç de dondurma havasında değilim. | Open Subtitles | أبي، لا لست في مزاجٍ جيّدٍ لتناول المثلّجات لقد خسرت خطيبي للتوّ |
| Şu anda resim çektirecek havada hissetmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست في مزاجٍ يسمح لي لكي تُلتقط صورة لي الأن |
| Bu kötü ruh halinizin nedeni olmasına imkan yok. | Open Subtitles | مستحيل أن يكون سبب كونك في هكذا مزاجٍ عكر |
| Bu sabah kötü bir ruh hâliyle uyandım ve onları internetin dışına göndermeye karar verdim." | TED | استيقظتُ في مزاجٍ سيئ هذا الصّباح، وقررّتُ طردهم من الإنترنت." |
| Sadece kötü ruh halindeydin. | Open Subtitles | لقد كنتَ في مزاجٍ سيء ليس إلا. نعم. |
| Sanırım kötü bir ruh halindeyim. | Open Subtitles | أظنُ أني في مزاجٍ سيء |
| Şefkatli olabilecek ruh halinde değilim Morales. | Open Subtitles | لستُ في مزاجٍ لأكونَ مُتساهلاً يا (موراليس) |
| Endişelenme, iyi ruh halimdeyim. | Open Subtitles | لا تقلق، أنا في مزاجٍ جيد |
| Ben sadece emin değilim, annemin anısına yukarıda bekleyen bariz "Alıç" müzesi için pek havamda olduğumdan. | Open Subtitles | لكنني لست واثقة من أنني في مزاجٍ تقبّل... |
| Konu her neyse şu an hiç havamda değilim. | Open Subtitles | مهما كان مالديكِ، أنا لست في مزاجٍ لذلك |
| Hiç havamda değilim. | Open Subtitles | لستُ في مزاجٍ يسمح ليّ بهذا الآن. |
| Gözlem yapma havamda değilim. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}.إنّي لستُ في مزاجٍ يسمحُ بالمُضاربةِ |
| Sabaha kadar uyanık kalanlar olarak kahve ve çörek havasında değildik. | Open Subtitles | كلانا كان مستفيقاً طوال الليل ولم نكن في مزاجٍ يسمح بتناول القهوة والكعك |
| Balonları kaybet. Hanımefendi, havasında değil. | Open Subtitles | حسنًا ، تخلصي البالونات إنها في مزاجٍ سيء |
| Üzgünüm ama pek de parti havasında değilim. | Open Subtitles | انا آسفة ،، أنا لستُ في مزاجٍ مناسبٍ للإحتفال |
| Estonyalılarsa pazarlık edecek havada değilmiş. | Open Subtitles | جليٌّ أنّ الإستونيّين لم يكونوا في مزاجٍ يسمح بالمفاوضة. |