Bilirsiniz, klavyeye daha yavaş basmak, ...ya da test kağıdındaki rakamları karıştırmak gibi. | Open Subtitles | تَعْرف، النفر على لوحة المفاتيح ببطْء أكبر أَو مزج الأرقام على شبكة الاختبار؟ |
Midesindekileri potasyum oksit, kalsiyum oksit ve nitrik asitle karıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أنوي مزج محتويات معدته بأكسيد البوتاسيوم وأكسيد الكالسيوم وحمض الآزوت |
Felsefemiz geleneksel batı uygulamalarını doğunun ruhani bakış açılarıyla karıştırmak. | Open Subtitles | فلسفتنا المهنية مبنية على مزج خبرتنا الغربية التقليدية مع الجانب الروحي من الشرق |
Burada Scrabble ve Boggle karışımı bir oyunu görüyoruz. | TED | وهنا لدينا لعبة الكلمات الذي هو مثل نوع مزج بين الخربشة و التحير. |
Çocuklarımızı kaynaştırmaya çalıştık, ama hiç kolay olmadı. | Open Subtitles | لقد حاولنا مزج عوائلنا، لكن الأمر لم يكن سهلاً |
Bilirsin, Martha Halan karışımlar konusunda ustadır. | Open Subtitles | أنت تعلم ان عمتك مارثا . بارعة فى مزج الأشياء |
- Hadi ama. - Siz çocuklar... Özel hayatımla iş hayatımı karıştırmayı ne kadar severim bilirsiniz. | Open Subtitles | يا رفاق، تعلمون كم أحب مزج العمل مع حياتي الشخصية. |
Konuşma Sentezleyici çipi de burada, annenin çalıştığı yerde ekstra özel yapıyorlar. | Open Subtitles | و رقاقة مزج الكلام هُنا و هذهِ هيّ القطعة الاضافية التي تعمل عليها والدتكِ |
Bunları buldum, böylece tornavidayı bira açmak, bir ayakkabının altından köpek dışkısı kazımak, kahvesini karıştırmak için kullandığını öğrendim. | Open Subtitles | إستخرجت كلّ هذا لأعرف أنّ المفكّ أستخدم لفتح الجعة كشط براز كلب من قاع حذاء، مزج القهوة |
Tamam, bunu öğle yemeğimle karıştırmak istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً , لذالك لا أُريد مزج هذا بـ ـغذائي. |
Biliyorsun, marihuana ile kas gevşeticileri karıştırmak iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | لا أعتقد أنَّ مزج الماريخوانة مع المهدّئات شيء جيّد. |
Sonradan anladım ki, bu aslında bazı şeyler için iyiydi: bir kutu boyayı karıştırmak ya da bir Polaroid'i sallamak gibi, ama aynı zamanda gerçek bir kıyametti. | TED | الآن أدركت متأخراً أن هذا الإهتزاز كان مفيداً فعلاً لبعض الأشياء مثل مزج الالوان أو هز الصور و لكن في ذلك الوقت كان الامر بالنسبة لي بمثابة النهاية. |
Kızım buna sesleri çizmek için renkleri karıştırmak diyor. | TED | إنها تدعوه "مزج الألوان لتلوين الأصوات". |
Civanın,metal ya da alaşımla yapılan karışımı. | Open Subtitles | أيّ مزج أو خليط الزئبق بالمعدن الآخر أو بالسبيكة. |
Tek başına değil ama meyve, tütün ve kömür karışımı bir şey. | Open Subtitles | فواكه ؟ لوحدها لا تبدو كثير لكن الإنتقال تبين أنه نفس مزج وتفحيم التبغ |
Vermeil insanları kaynaştırmaya çalışıyor. | Open Subtitles | فيرميل يحاول مزج الأشياء |
Vermeil insanları kaynaştırmaya çalışıyor. | Open Subtitles | فيرميل يحاول مزج الأشياء |
Düşünüyordum da, karışımlar üzerinde beraber çalışmak ister misin? | Open Subtitles | مهلا , أنا أتساءل عما اذا أردت أن نعمل معا على مزج بعض الأفكار. |
Kuru mamasını sulu bir şeyle karıştırmayı deneyin. | Open Subtitles | حاولوا مزج طعامها فى كوب مع شىء سائل |
Sentezleyici örnekleme yeterince hızlı mı? | Open Subtitles | ـ هل مزج العينات سريع بما يكفي؟ |