Jetin deposu dolu ve yarım saat içinde kalkışa hazır olmalı. | Open Subtitles | ينبغي أن تكون الطائرة مزودة بالوقود وجاهزة للإقلاع خلال 30 دقيقة |
Yakıtı dolu ve yarım saat içinde kalkacak bir uçak olmalı. | Open Subtitles | ينبغي أن تكون الطائرة مزودة بالوقود وجاهزة للإقلاع خلال 30 دقيقة |
Bildiklerimize göre, bütün bina gizli kameralar ve ses kayıt cihazlarıyla dolu. | Open Subtitles | بحسب ما نعلم الشقة بأكملها مزودة بكاميرات تجسسية لها خاصية التقاط الصوت |
Bazı türler anüslerinin etrafında beş diş ile donatılmıştır, bu da istenmeyen konuklara karşı evrimsel bir tutum almış olabileceğini düşündürmektedir. | TED | لذا تكون بعض الأنواع مزودة بخمس أسنان حول فتحة الفضلات، يُعتقد بأنها تطورت لمواجهة الضيوف غير المرغوب بهم. |
Kendisi her açıyı görmemizi sağlayan 24 güvenlik kamerası ile donatılmıştır. | Open Subtitles | إنها مزودة بكاميرات مراقبة تعمل .لـ 24 ساعة، لذا إننا نراقب كُل شيء |
Hayır, her şey yolunda, onda üçlü kilit sistemi var. | Open Subtitles | لا ، لا بأس إطلاقاً ، فهي مزودة بقفل ثلاثي محكم |
Tanrı'ya şükür, kilerimizi daima dolu tutmuşuzdur. | Open Subtitles | حمداً لله أننا احتفظنا دائماً بحجرة مؤن مزودة. |
Birinin onu oraya yerleştirmesi gerekir. Karnı bebekle dolu olacak değil ya. | Open Subtitles | عليها ان تحصل عليه من أحد لا تكن أحشائها مزودة بالاطفال |
Birinin onu oraya yerleştirmesi gerekir. Karnı bebekle dolu olacak değil ya. | Open Subtitles | عليها ان تحصل عليه من أحد لا تكن أحشائها مزودة بالاطفال |
Sizin için mükemmel bir odamız var, su ve şirin çileği ile dolu bir oda, ve bu tarafta, kürklü arkadaşım. | Open Subtitles | لدينا غرفة جيده لكم مزودة بالمياه والزبيب و أنها بهذا الاتجاه ،يا ذات الفرو |
Doğu kapısında için malzeme dolu bir cip sizi bekliyor. | Open Subtitles | هنالك سيارة جيب مزودة بالمؤن عند البوابه الشرقيه |
Şu açık ki, Kuzey Amerika hayvanat bahçeleri hayvanların bakımını harika bir şekilde üstlenen yüksek vasıflı ve lisanslı veterinerlerle dolu. | TED | الآن، كي نكون واضحين، فإن حدائق حيوانات أمريكا الشمالية مزودة بطواقم معتمدة و ذات خبرة عالية من الأطباء البيطريين والذين يقومون برعاية رائعة لحيواناتهم المريضة. |
Yine, buna nazaran daha kompleks organlar, ama hepsinden öte en kompleks içi dolu organlar damarsal yapıda, yüksek damarsal yapıda olan, çok fazla kan damar yapı desteği olan, örneğin kalp, karaciğer, böbrekler. | TED | وهو مرة أخرى عضو أكثر تعقيدا و لكن حتى الان أكثر الأعضاء تعقيدا هي الأعضاء المليئة بالاوعية الدموية مزودة بالكثير من الأوعية الدموية أعضاء مثل القلب الكبد, الكلى |
Yakıtı tam dolu ve her an hazır vaziyette bekliyor. | Open Subtitles | إنها مزودة بالوقود وهى جاهزة طوال الوقت |
Bu tür kameralar önceden Wi-Fi ve Bluetooth ile donatılmıştır. | Open Subtitles | هذه الكاميرات تأتي قبل مزودة بخدمة الواي فاي وبلوتوث. |
Tüm güvenlik kapıları birçok mobil biyometrik anahtarlarla donatılmıştır. | Open Subtitles | كل أبواب الأمن مزودة بأقفال بيومترية متعددة... الأكثر أماناً في الوجود... |
Mahzenin kendi havalandırma sistemi var, kaplanın iyice tost olacağından emin olacağız. | Open Subtitles | الخزنة مزودة بجهاز تكييف خاص سنحرص على أن يكون الجو جميلا و حارا |
Ama onda üçlü kilit sistemi var, alamazlar! | Open Subtitles | ، لكنها مزودة بقفل ثلاثي محكم ! لا يمكن أن يسرقوها |