Tüm söylemek istediğim, bana biraz daha zaman verin. | Open Subtitles | كل ما أقترحه هو فقط أن تعطني مزيداً من الوقت |
Bu sana evliliğimizi bozmak için, biraz daha zaman kazandırsın diye. | Open Subtitles | ممّا يمنحكَ مزيداً من الوقت لتدّمر زواجنا |
Bize yanlış bilgi verdi ki adamları daha biraz daha fazla zaman kazansın. | Open Subtitles | بلا شك، لقد أعطتنا المعلومة الخاطئة لتمنح لمعاونيها مزيداً من الوقت للتحرك بحرية |
Buraya gel lanet olası, daha fazla zaman harcama. Dağılın ve bulun onları. | Open Subtitles | اصعد للأعلى ، ولا تهدر مزيداً من الوقت انتشرواعثرعليهم. |
Çok erken oldu. Daha fazla zamana ihtiyacın var. | Open Subtitles | لا زال الأمر مُبكراً انتِ تحتاجين مزيداً من الوقت |
Bu bize birlikte daha fazla vakit geçirme şansı verecek. | Open Subtitles | ذلك سيمنحنا فرصة لقضاء مزيداً من الوقت الرائع معاً |
Bu lanet şeyi 86'ya bir yol bulmak için daha çok zaman harcamanızı öneririm. | Open Subtitles | أقترح بأنكى تقضى مزيداً من الوقت لإكتشاف طريقة ل 86 هذا الشيء اللعين |
Millet, size biraz daha zaman vereyim. Bir dakika. Bir dakikanız var. 60 saniye. | Open Subtitles | يا رفاق, لا بد أن أعطيكم مزيداً من الوقت دقيقة، لديكم دقيقة، 60 ثانية |
İkimiz de kamu görevlisiyiz, rica etsem, bize biraz daha zaman verir misiniz? | Open Subtitles | من ضابط تطبيق القانون إلى آخر، هلاّ منحتنا مزيداً من الوقت الإضافي؟ |
daha fazla zaman kaybetmeyelim. Hazırlık anlamında. | Open Subtitles | دعينا لا نضيع مزيداً من الوقت ناحية الأولويات |
Senden ayrı daha fazla zaman harcamak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن اقضي مزيداً من الوقت بعيداً عنك |
Ama şimdi olduğuna göre, ...Daha fazla zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | والآن لقد حدث ذلك، أحتاج مزيداً من الوقت. |
Daha fazla zamana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نريد مزيداً من الوقت |
Yalnızca Daha fazla zamana ihtiyaçları var. | Open Subtitles | فقط يحتاجون مزيداً من الوقت |
Gelin hadi, daha fazla vakit kaybetmeyelim. | Open Subtitles | هيا، هيا، دعونا لا نضيعُ مزيداً من الوقت |
Neden onunla daha fazla vakit geçirmediği anlamıyormuş değil mi? | Open Subtitles | هو لا يفهم لماذا أنا لا أقضي مزيداً من الوقت معه |
Köpeğin olduğunda onunla daha fazla vakit geçirmeye, onunla ilgilenmeye başlar ve işini konsantre olamamaya başlarsın. | Open Subtitles | عندما تحصل على كلب, سينتهي بك الامر تقضي مزيداً من الوقت مع الكلب, تهتم به و ترعاه... و لن تركز في عملك. |
Hayattakilerle ilgilenmek için daha çok zaman harcamalıyım. | Open Subtitles | أنا أريد أن أقضي مزيداً من الوقت أعتني بالحياة |
Ailemle daha çok vakit geçirmek istiyorum dersin, olur biter. | Open Subtitles | لأنك أرد أن تقضي مزيداً من الوقت مع العائلة ! وبعدها أنتهينا |
Pekâlâ, durumu değerlendirmek için biraz daha zamana ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | -حسناً، سأحتاج مزيداً من الوقت للتفكير -تفكير؟ |
Eğer biraz daha vaktim olsa bir şansım olabilir. | Open Subtitles | لكن ربّما تكون لديّ فرصة لو أُمهلتُ مزيداً من الوقت. |
Bu yönetim kurulu toplantısını biraz daha vakit geçirelim diye mi ayarladın? | Open Subtitles | هل طلبت هذا الإجتماع لأجل أن نقضي مزيداً من الوقت معاً ؟ |
Bana biraz daha zaman ver, düzelecek her şey. -sana zaten zaman verdim. | Open Subtitles | ستكون الأمور رائعة - لا أريد أن أعطيك مزيداً من الوقت - |