Çünkü seni serbest bırakırsam beni öldürmeye kalkışman an meselesi olur. | Open Subtitles | لأنّي إن حرّرتك، فما هي إلّا مسألةُ وقتٍ قبل أن تحاول قتلي |
Bana yaptığını sana yapması sadece an meselesi. | Open Subtitles | إنّها مسألةُ وقتٍ قبل أن يفعل بكِ ما فعل بي. |
Onun da bunun farkına varması sadece an meselesi. | Open Subtitles | أنها مسألةُ وقتُ فقط قبل ان يدرُكَ ذلك ايضا |
Hata yapması ve beni haklı çıkarması an meselesi. | Open Subtitles | إنها مسألةُ وقتٍ وحسب قبل أن يخطئ ويبرهن بأنّي محق |
FBI'ın pasaport bağlantımı bulması an meselesi. | Open Subtitles | أنها مسألةُ وقتٍ فقط قبل أن يكتشف مكتب التحقيقات الفيدرالي صلتي بجوازت السفر |
FBI'ın pasaport bağlantımı bulması an meselesi. | Open Subtitles | أنها مسألةُ وقتٍ فقط قبل أن يكتشف مكتب التحقيقات الفيدرالي صلتي بجوازت السفر |
Seni çok iyi anlıyorum doktor ama bu bir ulusal güvenlik meselesi. | Open Subtitles | أعي ذلك تماماً يا حضرةَ الطبيب، لكن... هذه مسألةُ أمرٍ قوميّ. |
Kanıtlamam an meselesi. | Open Subtitles | مسألةُ وقتٍ وحسب قبل أن أبرهن الأمر |
Geri dönmesi an meselesi. | Open Subtitles | إنّها مسألةُ وقتٍ فحسب قبل أن يعود. |
Onun Curtis'e ulaşması an meselesi. | Open Subtitles | -إنّها مسألةُ وقتٍ قبل أن يصل إلى (كِرتس ). |
Bu soruşturma, devam ediyor ve seni bulmamız an meselesi. | Open Subtitles | -التّحقيقُ جارٍ، والأمرُ مسألةُ وقتٍ حتّى نجدكَ . |
- Artık sadece an meselesi. | Open Subtitles | إنها مسألةُ وقتٍ |
Sadece an meselesi. | Open Subtitles | إنها مسألةُ وقتٍ فحسب. |
Bana sorarsanız Anna'nın soğukkanlılığını kaybetmesi an meselesi ve bundan sonra da, artık "Her zaman barış içinde" olmayacaklardır. | Open Subtitles | و إن سألتني رأيي، فما هي إلّا مسألةُ وقتٍ قبل أن تتخلّى (آنا) عن هدوئها... -و لن تكون بعدها، "مسالمون، دائماً ". |
Tüm bunların bozulması an meselesi. | Open Subtitles | -إنّها مسألةُ وقتٍ حتى تفسد . |