Bununla birlikte, sadece bir ulusal güvenlik meselesi olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | على أية حال، من المُمْكِنُ أَنْ أُخبرَك أنها مسألة أمن قومي. |
Albay'ın iç çamaşırı ulusal güvenlik meselesi mi? | Open Subtitles | هل الملابس الداخلية للعقيد مسألة أمن قومي؟ |
Bayan Bristow, bunun Milli güvenlik meselesi olduğunu hatırlatmama gerek yok değil mi? | Open Subtitles | الآنسة. بريستو، أنا لا يجب أن يذكّرك هذه مسألة أمن قومي. |
yüksek generalin beni arayıp Michael Jennings'in iş birliği ulusal güvenlik meselesidir demesidir. | Open Subtitles | المدعي العام يدعوني ويقول تعاون مايكل جينينجس مسألة أمن قومي |
Bu sorun ulusal güvenlikle alakalı Biz yayınlamadan önce onlar herşeyi görme hakkında sahip | Open Subtitles | ستيف) ، إنها مسألة أمن قومي) ولديهم الحق برؤية كل شيء قبلنا |
Ulusal güvenlik meselesiydi. | Open Subtitles | لقد كانت كلماته " مسألة أمن قومى" |
-Bu ulusal güvenlik meselesi, efendim. -Nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | إنها مسألة أمن قومي ، سيدي إلى أين أنت ذاهب ؟ |
Şimdi ulusal güvenlik meselesi. Yani, siz bana cevap vereceksiniz. | Open Subtitles | أما الآن، فأصبحت مسألة أمن قومي مما يعني أنكِ تخضعين لأوامري |
Tam olarak ulusal güvenlik meselesi değil ama önümüzdeki ay, Faaliyet Bilimi Programında Sanat için bir hayır yemeği düzenliyorum. | Open Subtitles | إنها بالكاد مسألة أمن قومي ولكني أقيم حفلاً خيرياً لبرنامج المنح الفنية |
Ulusal güvenlik meselesi olduğunu söylemişti. Tam olarak bu kelimeleri kullandı. | Open Subtitles | لقد قال أنها مسألة أمن قومى كانت هذه كلماته بالضبط |
Tam olarak ulusal güvenlik meselesi değil ama önümüzdeki ay, Faaliyet Bilimi Programında Sanat için bir hayır yemeği düzenliyorum. | Open Subtitles | إنهـــــــــا بالكـــاد مسألة أمن قومي ولكنني أستضيف عشاء خيري الشهر القادم لصالح برنامج المنح الدراسية للفن والمعارض |
Pentagon'da çalıştığı için olay, milli güvenlik meselesi oldu. | Open Subtitles | وعمله في البنتاغون يجعلها مسألة أمن قومي. |
Bunun tuhaf bir istek olduğunun farkındayım ancak, onunla konuşabilmem bir ulusal güvenlik meselesi. | Open Subtitles | أعرف أن هذا طلب غير معتاد ولكنها مسألة أمن قومى أن أتحدث إليه آسف |
Ben Milli İstihbarat Direktörü'yüm. Bu da bir Milli güvenlik meselesi. | Open Subtitles | أنا مدير الإستخبارات الوطنيّة هذه مسألة أمن قومي |
Maalesef, senatör size tek söyleyebileceğim bunun bir Milli güvenlik meselesi olduğudur. | Open Subtitles | حسناً، لسوء الحظ يا سيناتور، جلّ ما أستطيع أن أخبركِ به أنها مسألة أمن قومي |
Bu bir ulusal güvenlik meselesi, ve bu sizin maaş seviyenizi aşan bir durum, Sayın Başkan. | Open Subtitles | هذه مسألة أمن قومي وهي أعلى من مرتبتك يا سيدي الرئيس |
Rab, ben kurtulmak istiyoruz. Bu bir ulusal güvenlik meselesi. | Open Subtitles | سيدي أريدك أن تتنحّى جانباً هذه مسألة أمن قومي |
Bu artık ulusal güvenlik meselesi, sadece bir terör saldırısı değil. | Open Subtitles | هذه مسألة أمن قومي الآن لم يعد هجوم إرهابي فقط بعد الآن |
İmparatorluk bunu bir iç güvenlik meselesi olarak görüyor. | Open Subtitles | الإمبراطورية تعتبر أن هذه مسألة أمن داخليّ . |
Bu belgenin içindekiler bir milli güvenlik meselesidir. | Open Subtitles | محتويات هذا المستند هي مسألة أمن قوميّ.. |
Herhangi bir zamanda bir amiral nerede ifşa olursa görünüşe göre ulusal güvenlik meselesidir. | Open Subtitles | الافصاح عن مكان العميد أيا كان مكانه من الواضح انه مسألة أمن وطني |
Konu milli güvenlikle alakalı. | Open Subtitles | فهذه مسألة أمن قومية |
Ulusal güvenlik meselesiydi. | Open Subtitles | وأنها مسألة أمن قومي |