Kongre sizi soruşturursa özel bir danışman atamak zorunda kalırım. | Open Subtitles | لو الكونغرس حققوا معك سوف أضطر إلى تعيين مستشار خاص |
- FBI için çalışan özel bir danışman. | Open Subtitles | إنه مستشار خاص يعمل مع المخابرات الفيدرالية |
Bizim için bu dosyanın önceliği yoktu, ta ki, Verheek FBI'ın Özel danışman avukati öldürülene kadar. | Open Subtitles | و لم يكن له الاولوية في التحقيق " حتي مقتل "جيفن فيرهيك و هو مستشار خاص للمدير و وجد "مقتولا في "نيو اورلينز |
- Öyleydim. Özel danışmanım şimdi. | Open Subtitles | انا مستشار خاص حاليا |
Bay Ortega ekibimizin özel danışmanıdır. | Open Subtitles | اه، السيد أورتيغا هو في الواقع مستشار خاص تابع لوحدتنا |
Ve açıkçası, Sarah, çiftçilik tecrübelerimizi revize etmek özel bir danışman tutmaktan çok daha fazlasına mal olur. | Open Subtitles | (ومنالواضحيا( سارة, اعادة توجيه مزارعنا سيكلفنا أكثر من توظيف مستشار خاص |
Sayın Hâkim, Bay Jane'in demeye çalıştığı şey kendisinin bir detektif olmadığı, özel bir danışman olduğudur. | Open Subtitles | سيادة القاضي، ما يحاول السيّد (جاين) قوله هو أنه ليس عميلاً حكومياً بل مجرّد مستشار خاص |
- O özel bir danışman. | Open Subtitles | -إنه مستشار خاص |
Unvan olarak Özel danışman düşündüm. | Open Subtitles | بالنسبة إلى لقبك كنت أفكر بـ"مستشار خاص" |
Kendisi Özel danışman gibi bir şey. | Open Subtitles | إنه مستشار خاص من نوع ما. |
Gerçek polis değilim; Özel danışmanım. | Open Subtitles | ليس شرطي الفعلي؛ مستشار خاص. |
Charles Colson, Başkanın özel danışmanıdır. | Open Subtitles | شارلز كولسون مستشار خاص للرئيس |