ويكيبيديا

    "مسدسه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • silahını
        
    • silahı
        
    • silah
        
    • tabancasını
        
    • silahına
        
    • silahıydı
        
    • silahının
        
    • silahlarını
        
    • silahın
        
    • tabanca
        
    • silahıyla
        
    • ateş
        
    Bana tekrar polis olup olamayacağımı mı soruyorsun? Ricky, silahını getir. Open Subtitles تطلب مني ان اكون شرطيا مجددا يا والتر ريكي اعطه مسدسه
    Polislikten çok önce emekli olmasına rağmen silahını hâlâ taşıyor. Open Subtitles رغم انه متقاعد من سلك الشرطة ما زال يحمل مسدسه
    Sadece silahını ateşlemek için kocanızın arabasına tırmanırken yüzüğe zarar verdiniz. Open Subtitles لقد قمتِ بكسرهِ عندما صعدت لسيارة زوجكِ لتطلقي النار من مسدسه
    silahı kalçasının üstünde duruyor ve yeterince yakışıklı birine benziyor. Open Subtitles ما زال مسدسه على خصره و يبدو وكأنه شاباً لطبقاً
    İkisi de silah çekti, ama yeni adam çok hızlıydı, çok. Open Subtitles حاول كل منهما أن يشهر مسدسه لكن الرجل الجديد سريع سريع جدا
    Hatta bir keresinde tek ayaklı bir adama doğru tabancasını ateşlemişti. Open Subtitles للرجال ذوى الارجل الخشبيه فى احدى المرات هو بالفعل اطلق رصاص مسدسه
    silahını çekerken kendi bacağını mı vurur yoksa? Open Subtitles قد يصيب نفسه في رجله محاولًا سحب مسدسه ؟
    Yedinci ders: Bir adamı çözüyorsan, önce silahını al. Open Subtitles الدرس السابع ، إن كنت تفك قيد رجل خذ مسدسه قبل فعلك ذلك
    Diğer adam silahına bile uzanamadan, o kendi silahını üç kere çekebilirmiş. Open Subtitles بإمكانه أن يخرج مسدسه 3 مرات قبل أن تصل أيادي الآخرين إلى مسدساتهم
    Bir Başkanlık koruması, silahını ömründe belki bir defa çıkarır. Open Subtitles ان العميل الذى يعمل فى مجال الحراسة،ربما يسحب مسدسه مرة واحدة خلال الفترة الرئاسية باكملها
    Büyükbabam silahını iade etmiş. Ardından da pilot, büyükbabamın sigarasını geri vermiş. Open Subtitles جدي أعاد إليه مسدسه و أعطى الألماني جدي سيجارة
    Ona dikkat et. Onun silahını aldığını böylece görmeyecektir. Open Subtitles لينظر الأعلى حتى لا يراك عندما تأخذ مسدسه
    Birden bire silahını çıkardı ve beni ağaca aynen böyle kelepçeledi. Open Subtitles عندما سحب مسدسه الكبير ودفعني نحو الشجرة وقيدني هكذا
    Les'in kolu kırılacaktı. Polisler geçen gece beni durdurdu. silahını aldı ve beni neredeyse mıhlayacaktı. Open Subtitles الشرطة أوقفتنى ، لقد كان لديه مسدسه يريد أن يضربنى بشدة
    Kendi silahı olmasını istedi. Ayrıca isimlerimiz yerine takma adlar kullanabilir miyiz diyor. Open Subtitles انه يريد مسدسه الخاص، ويريد أن يعلم اذا يمكن أن نستخدم أسماء مستعارة
    sonra diğeri silahı burnuna sokup beynine ufak bir kapsul enjekte eder ki daha sonra onu öldürmek için kullanacak, kötü adamların yaptığı gibi. TED و يدس مسدسه فى أنفه و يطلق تلك الكبسولة الصغيرة داخل مخه الكبسولة التى سيستخدمها لاحقا لقتله ، كما يفعل الأشرار.
    Larry'nin sığırları yanlarındaydı. Hatta onun silahı bile. Open Subtitles كانت ماشية لاري معهم أيضا كان معهم مسدسه
    O bana silah doğrulttuktan sonra, ateş ettiğime tanıklık edeceksin. Open Subtitles ستشهد على أنني لم أطلق النار إلا بعد أن وجه مسدسه نحوي
    Ayrıca bana silah doğrultan korumanın ölümü meşru müdafaaya girer. Open Subtitles والحارس الشخصي الذي صوّب مسدسه نحوي كان قتله دفاعاً عن النفس.
    Ceketini giyer, 38'lik tabancasını alır... ve saat 13.04'te evden ayrılır. Open Subtitles يضع عليه سترته ويتناول مسدسه عيار . 38 ويغادر فى الساعة 1:
    ateş etmeme neden olan şey onun silahıydı bakın, her şey burada. Open Subtitles .... وحقيقة أن مسدسه هو ما أجبرني على إطلاق النار انظري، كل شيء هنا وجاهزة للمغادرة
    Bir adam asla silahının büyüklüğüne göre ölçülmemeli, yada malının çokluğuna göre. Open Subtitles الرجل لا يُحكم عليه أبدا من طول مسدسه أو من حجم ثروته
    Evi gösterirken silahlarını çekmelerini bekliyorum. Open Subtitles اريهم المنزل وانا خائفة ان يسحب احدهم مسدسه نحوي
    Sonra arkasından ona yaklaşmış, silahın namlusunu kafasına dayamış ve tek bir mermiyle, ortabeynini parçalamış. TED وبعدها وصل إليها من الخلف، وثبّت رأس مسدسه في رأسها، وبطلقة واحدة اخترق دماغها.
    Gördün mü, yardımcıma tabanca çektirdin. Open Subtitles الآن أترى ماذا فعلت جعلت نائبى يسحب مسدسه
    Onu tanıyorum. silahıyla dünyayı değiştirebileceğini sanan bir hayalci. Open Subtitles انا اعرفه, انه ينتظر حتى يسحب احد مسدسه ثم يقتله.
    ateş eden çocuk değildi başka biri ateş etti. Open Subtitles الصبى لم يُطلق مسدسه بل هناك آخر قد اطلق مسدسه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد