Yani vaftiz için kullandıkları suda kanserojen madde mi var? | Open Subtitles | أهناك مواد مسرطنة في مياه المعمودية المستخدمة؟ |
Aslında az uyku ve kanser arasındaki bağlantı o kadar güçlü ki Dünya Sağlık Örgütü gece vardiyalı tüm meslek türlerini uyku ve uyanma ritimlerindeki kesintiler sebebiyle muhtemel kanserojen olarak sınıfladı. | TED | في الحقيقة، فإن الرابطَ بين نقص النوم والسرطان قويٌّ جدًّا إلى درجة أنَّ منظمة الصّحة العالميّة قد صّنفت أي وَرديّة ليليّة على أّنها مادة مسرطنة محتملة، بسبب اضطراب إيقاعات النوم. |
Aslında o kadar kötü ki Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı insanlarda sirkadyen ritminin bozulmasının muhtemel kanserojen olduğunu açıkladı. | TED | في الواقع، تعد الأمور سيئة للغاية حيث الوكالة العالمية للبحوث السرطانية قالت أن تشوش إيقاع الساعة البيولوجية البشرية ربما تعد مسرطنة. |
Sigara, karbon temelli canlılar için kansere neden olan maddeler içerir. | Open Subtitles | السجائر تحوى مواد مسرطنة قد تؤدى للسرطان فى اشكال الحياة الكربونية |
- Sigara, karbon temelli canlılar için kansere neden olan maddeler içerir. | Open Subtitles | سيجارة السجائر تحوى مواد مسرطنة قد تؤدى الى السرطان فى الحياة الكربونية |
Bazı spor ayakkabı üstleri deri gibi doğal kaynaklardan yapılır, ancak bu malzemenin bronzlaştırılması tatlı su ekosistemlerine zarar verebilecek kanserojen kimyasal olan kroma dayanır. | TED | تُصنع بعض الطبقات العليا للأحذية من مواد طبيعية مثل الجلد، ولكن يعتمد تلميع هذه المادة على الكروميوم، مادة مسرطنة من الممكن أن تضر النظام الطبيعي للماء العذب. |
Ve bu maddeler çok bereketli olduklarından, çok fazla yerde bulunabildikleri için, bu maddeyi bulacağınız bir yer daha var, stirolen , benzinden yapılan bir madde, kanserojen olarak bilinir. | TED | ولأن هذه المواد متوافرة جدا، لأنّها موجودة في أماكن عدّة، هناك مكان آخر ستجد فيه هذه المادّة، الستايرين، المصنوعة من البنزين ، وهي مادة مسرطنة معروفة. |
Son laboratuvar testlerine göre Rooney'in süpürgelerinde... eee... kanserojen madde bulundu! | Open Subtitles | مكنسة روني وجدت لتكون... مسرطنة من بعد نتائج المعامل |
Onda kanserojen şüphesi var. | Open Subtitles | وهذا هو مادة مسرطنة مشتبه بهم. |
Vücudunda, kanserojen dibenzopirin izomerleri* asbest*, polisiklik aromatik hidrokarbonlar* ve baryum var. | Open Subtitles | عندها مادة مسرطنة ذات مركب نظير وأسبستوس وهيدروكربون عطري عديده الحلقات والمنغنيز والباريوم -وغبار متين |
kanserojen madde olduğu için 2003 senesinde yasaklanmıştı. | Open Subtitles | تم حظره منذ عام 2003 لأنهُ مادة مسرطنة |
Parafin mumlar kanserojen olabiliyor. | Open Subtitles | " لأن الشموع المصنوع من " الكيروسين قد تحوي مواداً مسرطنة |
Sorun su ki, o bir kanserojen. | TED | والمشكل هو، أنها مسرطنة. |
Çevre Koruma Örgütü bu maddenin kansere yol açabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | و التى تعتبر مادة مسرطنة -توقف |
Tipik bir XY erkeğinin, sizin gibi testisleri varsa ve biri inmemiş testis ise kansere dönüşmesi yüksek olasılık -- veya daha yüksek olasılık. | TED | إن كان لذكر (XY)، تقليدي مثلك، خصيتان، وكانت إحداهما معلّقة، هناك احتمال كبير أن تُصبح مسرطنة... أو احتمال أكبر أن تصبح مسرطنة. |