Herhangi bir şekilde reklam yapmaya iznimiz yok. | Open Subtitles | ليس مسموحاً لنا بالإنخراط بأيّة إعلانات من أيّما نوع، سيّدي. |
Hiçbir şekilde reklamda bulunmaya iznimiz yok. | Open Subtitles | ليس مسموحاً لنا بالإنخراط بأيّة إعلانات من أيّما نوع، سيّدي. |
Yabancılarla dostluk etme iznimiz yok. | Open Subtitles | ليس مسموحاً لنا أن نكون صداقات مع الجنسيات الأجنبية |
Seni öldürme iznimiz olmadığını düşünebilirsin. | Open Subtitles | قد تظنّ أنّه ليس مسموحاً لنا أن نقتلك |
"Ki bu ölüm demekti." "Eğilmemize izin verilmiyordu. | Open Subtitles | تلك كانت النهاية لم يكن مسموحاً لنا بالإنحناء |
Oh, Tink! Sana söylemiştim, geçmeye iznimiz yok. | Open Subtitles | أخبرتكِ أنه ليس مسموحاً لنا بالعبور |
Çok üzgünüm, fakat artık Amerika'ya interferon ithalatı yapma iznimiz yok. | Open Subtitles | أنا آسف و لكن... لم يعد مسموحاً لنا أن نصدّر مضادات فيروسات للولايات المتحدة |
Haber verme iznimiz yok mu? | Open Subtitles | أنه ليس مسموحاً لنا بكتابة الأخبار. |
Üzgünüm, bunu yapmaya iznimiz yok. | Open Subtitles | آسف، ليس مسموحاً لنا بذلك. |
Ama evde, ırkçılığa değinmemize, izin verilmiyordu. | Open Subtitles | ولكن لم يكن مسموحاً لنا أن نجيء على ذكر أي مسألة عرقية في المنزل. |