Harikaydı ama sen bayağı yaşlısın ve ağlayıp duruyorsun. | Open Subtitles | كان رائعًا, لكنكِ... أنتِ مسنّة وتبكين كثيرًا. حسنٌ؟ |
Elle muamele için teşekkürler ama bayağı yaşlısın ve ağlayıp duruyorsun. | Open Subtitles | شكرًا على المداعبة، لكنكِ مسنّة... وكثيرة البكاء. |
Sen yaşlısın, düğme yer olmuşsun. | Open Subtitles | أنت مسنّة. وتأكلين الأزرار. |
yaşlı bir kadına yardım ettiğin için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً لمعاملتك اللطيفة لسيدة مسنّة |
yaşlı bir kadının, meşgul bir kurutucu yüzünden cinayet işlediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | بربّك. أتخبرني أنّ سيّدة مسنّة قتلت شخصاً بسبب مجفف مشغول؟ |
Eşine bu kadar bağlı olup, o mortu çektiğinde peşinden giden yaşlı bir kadın olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن ينتهي بي الحال كسيّدة مسنّة متعلّقة بشريكها لدرجة أنّها تنهار مباشرة بعد موته |
yaşlı bir beyaz kadın mikrodalgaya konulabilen çoraplarıyla bana bağırıyor. | Open Subtitles | بيضاء مسنّة توبّخني بينما ترتدي جوارب مدفّئة |
Ama yaşlı bir kadını vurmanın buna nasıl yardım ettiğini öğrenmeyi çok isterim. | Open Subtitles | لكنّي أودّ أن أعلم كيف يساعد إرداء إمرأة مسنّة في ذلك. |
Hayır, çünkü biz kazansaydık yaşlı bir kadın emekli ikramiyesini kaybedecekti. | Open Subtitles | لا، أنت عَمِلتَ هذا لأنه إذا رْبحنا القضية إمرأة مسنّة كَانَت سَتفْقدُ راتب تقاعدها |
yaşlı bir zenci kadın çocuklarını rehin alıp göz göre göre evini soydu. | Open Subtitles | زنجية مسنّة حبست أبنائك كرهائن وسرقتك وأنت لا ترى. |
yaşlı bir İskoç kadınla nezaketen seks yapmıştım. | Open Subtitles | أقمت مرّة علاقة مع امرأة اسكتلندية مسنّة |