Başkan'ın hafızasını nasıl yitirdiğini görünce kendini dizginleyip, Duygularını bastırarak her şeye bir başına katlanman çok üzücü. | Open Subtitles | أشعر بالآسف علي ضياع ذكريات الرئيس جو لكن عليكِ أن تتماسكي و تخفي مشاعركِ في قلبكِ . و تتحملي كل شيء لوحدكِ |
Duygularını düşün ve kibrit üzerinde yoğunlaştır. | Open Subtitles | فكري في مشاعركِ و ركزي على علبة الثقاب تلك |
Duyguların yoğunlaştığında neredeyse her şeyi yapıyorsun. | Open Subtitles | حينما تكون مشاعركِ في ذروتها يمكنكِ فعل أي شيء |
Bence, hayattaki yolunu gerçek hislerini olumluluk ve kibarlık maskesi altına gizlerek çiziyorsun, ama altında çirkinlik ve kinle dolusun. | Open Subtitles | أظنكِ قد شققتِ طريقكِ نحو العالم عبر إخفاء مشاعركِ الحقيقية تحت قناع الإيجابية و اللطف , لكن تحت هذا القناع |
Ama bunun için hislerin ve seçimlerin konusunda sorumluluk almalısın. | Open Subtitles | ولكنّ ذلك سيعني تحمّل مسؤوليّة مشاعركِ وخياراتكِ |
Dinle, bazen daha yüce bir iyilik için doğru olan şeyleri kişisel duygularının önüne koymalısın. | Open Subtitles | إنظري، أحياناً عليكِ وضع ما هو صحيح قُبيل مشاعركِ الشخصية من أجل الصالح العام |
Hiçbir şey çünkü hiçbir zaman, beni Duygularını paylaşmaya değer bulmadın. | Open Subtitles | لاشيءعلىالإطلاق.. لأنكِ لم تشعرّي قط بأنني أستحقّ أن تشاركِ مشاعركِ معي. أنتِ مخطأة |
Duygularını bastırmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لذلك يا قذرة انت لا تعرفين ان تتعاملي مع مشاعركِ |
Duygularını incittiysem gerçekten özür dilerim. | Open Subtitles | حسناً , أنا آسف حقاً إذا كُنت جرحت مشاعركِ |
Bu şarkı, bilirsin, gerçek Duygularını gösterme için verilen mücadele ile ilgili. | Open Subtitles | الأغنية عن الكفاح، عن إظهار مشاعركِ الحقيقية |
Anlıyorum, ama ne yaparsan yap Duygularını içine atma. | Open Subtitles | ،أتفّهم ذلك، ولكن مهما كانت الظروف لا تكبحي مشاعركِ |
Sakin ol. Çünkü Duyguların durumu daha da kötüleştiriyor. | Open Subtitles | اهدئي فحسب، فأنا أعتقد بانَّ مشاعركِ تزيد المشكلة |
Bu oluşumda yer alan Duyguların bu nedenle bu kadar önemli... | Open Subtitles | ... لهذا مشاعركِ الحقيقية في هذا الحالة مهمة وفي هذه الحالة |
Bana kızgınsın çünkü komisyona olumlu yanıt verdiğim için hislerini kaale almadığımı düşündün. | Open Subtitles | أنّكِ غاضبة لأنّي تجاهلت مشاعركِ حول موافقتي للجنة. |
Bunun zor olduğunu biliyorum ama bütün bunlar bitene kadar hislerini bir kenara bırakmalısın. | Open Subtitles | لكن يجب أن تضعى مشاعركِ جانباً حتى ينتهى كل هذا |
Bu doğru olabilir ama belli ki ona karşı hislerin geçmemiş. | Open Subtitles | قد يكون ذلك صحيحاً، لكن من الواضح أنّكِ لم تتخلصي من مشاعركِ تجاهه. |
Umarım uzak kaldığın süre zarfı boyunca şahsi duygularının kararlarını etkilemesini gözden geçirme şansın olmuştur. | Open Subtitles | يمكنني أن آمل فقط أن الوقت في الخارج أعطاكِ فرصةً لتعيدي تقييمَ الخطر في تركِ مشاعركِ الشخصية تغطي على حكمكِ |
hislerine önem ver elbette canım fakat hassasiyetin asla, başkalarının işine karışmalarına müsaade etmesin. | Open Subtitles | يجب إحترام مشاعركِ يا عزيزتي لكن لا تسمحي للرقة أبداً تكون حداً للقليل من التطفل |
Sana tamamen âşık olduğum tüm bu zaman boyunca bana karşı olan hislerinin gerçek olduğunu bilmek. | Open Subtitles | لأنّي ظننت حينما كنتُ مغرمًا بكِ من أعماقي، أنّ مشاعركِ نحوي حقيقيّة |
duygularınla ilgili ilk kez dürüstçe konuştuk ve şimdi de bırakmak istiyorsun. | Open Subtitles | , أجرينا أول محادثة صادقة عن مشاعركِ و الآن تريدين الرحيل |
Belki memleketinde hissettiklerini göstermek normal karşılanmıyor ama bu kesinlikle bir hastalık değildir. | Open Subtitles | ربما إظهار مشاعركِ ليس بالأمر العظيم من وضعكِ ولكنّه بالتأكيد ليس بمرض |
- Her davada, yüz ifadeleri önerilen anlaşmadaki hislerinizi anlatıyor. | Open Subtitles | في كل قضية ، الايقونات توضح مشاعركِ حول الاتفاق المطروح |
Tek yapman gereken hissettiğini herkesle paylaşmak. | Open Subtitles | .كل ماعليكِ هو مشاركةِ مشاعركِ مع الجميع |
Müvekkili incelerken, kişisel duygularınızı bir kenara bırakın. | Open Subtitles | الأمر الأول.. ضعي مشاعركِ الحساسة بعيداً عندما تقومين بتقدير عميل |