Birçok şey bir araya gelip, beni şüpheli durumuna düşürüyor. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي ستظهر وتجعلني فعلا مشتبه بها |
Yıkıcı güçlerle şüpheli ilişkileri olduğu için elimde tutuklama emri var. | Open Subtitles | انها مشتبه بها بالقيام بأعمال تخريبية، لدينا مذكرة باعتقالها |
Bizi ateş etmeye zorlamayın! O bir şüpheli, lanet olsun! | Open Subtitles | سنكون مضطرين لإطلاق النار لا، هى مشتبه بها ، عليك اللعنة |
Mavi İki, sağda hızla ilerleyen şüpheli bir araç var. | Open Subtitles | الأزرق الثاني لدينا سيارة مشتبه بها على اليمين تتحرك بسرعة فائقة |
Onun burada bir kurban olduğunu zannediyordum. Şimdi bir şüpheli olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | لو أنها كانت الضحيّة هنا، لماذا يقولون بأنها مشتبه بها ؟ |
Onun burada bir kurban olduğunu zannediyordum. Şimdi bir şüpheli olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | لو أنها كانت الضحيّة هنا، لماذا يقولون بأنها مشتبه بها ؟ |
Bakın, eğer PK'yi şüpheli olarak açıklarsam, bunun büyük yardımı olabilir. | Open Subtitles | اسمعوا,سيكون مفيدا جدا لو نشرنا أن شركة بي آند كي مشتبه بها |
Elimizde cinayeti itiraf eden bir şüpheli var fakat gizemli kadının varlığını reddediyor. | Open Subtitles | ولدينا مشتبه بها بالحجز أعترفت بالجريمة ولكن تنكر وجود هذه المرأة الغامضة |
Koridorun sonunda kurşun yarası olan bir şüpheli var yarasının temizlenip dikiş atılması gerek. | Open Subtitles | هناك مشتبه بها مصابة بجرح من رصاصة يحتاج لتعقيم و تقطيب |
Ya şüpheli ya da kadınların anlamadığım bir özellikleri daha. | Open Subtitles | أنا لا أعرف إذا كان هذه مجرد مشتبه بها أو مجرد وجه آخر من وجوه النساء اللاتي لم أستطع فهمهن. |
Teknik olarak şüpheli değil çünkü yaptığını biliyoruz ama nefsi müdafaaydı. | Open Subtitles | حسناَ, ليست فعلياً مشتبه بها, لأننا نعلم أنها فعلتها, ولكنه كان دفاعاً عن النفس. |
Sen karısıyla konuş. Acılı bir dul mu yoksa potansiyel bir şüpheli mi bak. | Open Subtitles | وإكتشف إن كنّا نتعامل مع أرملة حزينة أو مشتبه بها محتملة، إتفقنا؟ |
İki cinayette şüpheli ve bu konuda biraz sıkıntı yaşıyorum. | Open Subtitles | إنها مشتبه بها في جريمتي قتل، . وأنا لدي مشكلة مع هذا |
Onun tatlı deposu hiçbir zaman aranmadı çünkü kendisi hiç şüpheli değildi ve eve dönmediğini kendisi söyledi. | Open Subtitles | لم نبحث قط فى مقطورة السكر الخاصة به. لانها لم تكن ابداً مشتبه بها. |
Son yıllarda herhangi bir şüpheli ile iletişimin oldu mu? | Open Subtitles | هل لديكَ أية إتصالات مع شخصية مشتبه بها في العام الماضي ؟ |
Bu araştırmada artık bir şüpheli değilsiniz. | Open Subtitles | لم تعدِ مشتبه بها في هذا التحقيق بعد الأن |
Max'e kalırsa bu soruşturmada hiçbir zaman şüpheli olmadım zaten. | Open Subtitles | وفقاً لماكس ، لم أكن أبداً مشتبه بها في هذا التحقيق |
O bir cinayet zanlısı. | Open Subtitles | إنها مشتبه بها في جريمة قتل |
Ama madem artık bir cinayet şüphelisi değil, çok daha iyi. | Open Subtitles | لكن بما إنها ليست مشتبه بها .في جريمة القتل بعد الآن |
Dong Myung-su'nun neden burada olduğunu karından neden şüphelenildiğini iyi düşünmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تفكر مليًا لمَ (دونغ ميونغ سو) هنا لمَ زوجتك مشتبه بها. |
Kaçak bir şüphelimiz var. Hemen 10 blokluk olay yeri belirlesinler. | Open Subtitles | لدينا مشتبه بها مفقودة قم بإعداد محيط لنطاق 10 مباني |
Ayrıca Edgar Heinz cinayetinden şüphelisiniz, fil eğitmeninin. | Open Subtitles | أنت أيضا مشتبه بها في قتل إدغار هينز ، مدرب الفيلة |