Gerçekten vücudunuzun içinde güneşin sıcaklığını veya radyoaktif nükleer santral istiyor musunuz? | TED | وهل تحتاج حقاً إلى حرارة الشمس أو محطة نووية مشعة داخل جسمك؟ |
Sallayınca ses çıkaran radyoaktif battaniyeye sarılı bir canavar mı? | Open Subtitles | وحش ببطانية مشعة الذي يفعل ضوضاء عند فرك خصمه ؟ |
Bu durumda, bundan sorumlu olabilecek başka radyoaktif elementler var mıydı? | TED | فهل كانت هناك عناصر مشعة أخرى قد تكون مسؤولة؟ |
Görebildiğimiz tek şey, şuradaki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü. | TED | كل ما نراه هو صورة كبيرة مشعة للنجم يشع عشرة ملايير ضعف الكوكب والذي يفترض بأن يكون تلك الدائرة الصغيرة الحمراء. |
Işık saçan, yarı kraliçe, yarı kız. | Open Subtitles | مشعة... لها جانب ملكي، جانب طفولي |
Strangways'in Crab Key'den getirdiği örneklerde... radyoaktif madde var. | Open Subtitles | تلك العينات التى أحضرها سترينجواى من مفتاح السرطان البحرى كانت مشعة |
Strangways'in örneklerinin radyoaktif olduğu gerçeğini sakladın. | Open Subtitles | لم تشير إلى الحقيقة أن عينات سترينجواى كانت مشعة |
Şu an, kocanıza enjekte ettiğimiz ve dolaşım sistemine yayılan radyoaktif boyayı görüyorsunuz. | Open Subtitles | الذي ترينه الآن هو صبغة مشعة أدخلناها في الدورة الدموية لجسد زوجك |
Ev radyoaktif atık üzerine kurulmuş ve antik kızılderili mezarlığına mı? | Open Subtitles | انتظرى ذلك البيت مبنى على فضلات مشعة ومقبرة هندية قديمة |
Bir kutuya bir kedi koy, bir kutu zehirli gaz ekle ... gaz bir radyoaktif atomun çözünmesi ... ile harekete geçiyor olsun, ve kutuyu kapat. | Open Subtitles | ضع قطة في صندوق أضف علبة غاز سام منشط بمواد مشعة واغلق الصندوق |
Sadece düşmanınızın kendine özgü DNA'sına... ..saldırıp yokedebilecek canlı ve radyoaktif bir genetik materyal. | Open Subtitles | هذا السلاح عبارة عن مادة حية مشعة يمكن أن تصمم لكى تهاجم وتدمر الدى إن آيه للأعداء |
Yüksek seviyede kararsız radyoaktif özellikleri bulunduğunu keşfettiğimiz bir mineral özü bu. | Open Subtitles | انها مادة معدنية وجدناها مشعة غير مستقرة بشدة |
radyoaktif yığınlar tüm indirimli yolcu gemilerine güç sağlar. | Open Subtitles | كقطعٍ مشعة قادرة على تشغيل ، أي سفينة فضائية رخيصة |
Binanın her yerinde radyoaktif madde izleri bulundu. | Open Subtitles | آثار لمواد مشعة تم ايجاده في عموم البناية |
Fakat bu süreçte, bombanın nükleer çekirdeği tehlike yarattı ve radyoaktif madde serbest kaldı. | Open Subtitles | على حدود المدينة لكن أثناء ذلك, تم كشف اللب النووى للقنبلة وتم إطلاق مواد مشعة |
Ve işler çok çetin bir hal aldığında, Draco'nun yıldızı oldukça parlak bir şekilde ışık saçtı nereye bakacağını bilen bizler için. | Open Subtitles | وعندما أصبحت الأمور أكثر صعوبة أصبحت نجوم دريكو مشعة أكثر حتى يعرف الجميع إلى أين يتوجهوا بأنظارهم |
Ve işler çok çetin bir hal aldığında, Draco'nun yıldızı oldukça parlak bir şekilde ışık saçtı nereye bakacağını bilen bizler için. | Open Subtitles | وعندما أصبحت الأمور أكثر صعوبة أصبحت نجوم دريكو مشعة أكثر حتى يعرف الجميع إلى أين يتوجهوا بأنظارهم |
Çok parlak. Gözlerim acımaya başladı. | Open Subtitles | إنها مشعة جداً إنها تحرق أنا لا أكذب عليك |
Işık üreten ateş böcekleri. | Open Subtitles | يرعات مشعة |
Şuna baksana! Sıcak ve parlıyor! | Open Subtitles | أنظري إلى هذا الشيء إنها ساخنة و مشعة كليا |
Evet ama dişinizdeki tartarı temizler, göz alıcı beyazlık kazandırır. | Open Subtitles | نعم، وسوف يزيل القلح ويعطيكِ كسوة مشعة |
Sıfır noktasının etrafındaki birkaç mil karelik alan onyıllarca radyasyonlu olacak, ama zaten çölden yemek veya önemli bir kaynak çıkmıyor. | Open Subtitles | الاميال المحيطة بالمنطقة ستكون مشعة لعقود قادمة ولكننا لا نحصل على اي طعام او موارد من الصحراء على اي حال |
Evet, ışık saçıyor. | Open Subtitles | نعم, إنها مشعة. |