Diyeceğim, bir öğrencinin telefonuna el konulmuş, ...yeni müdür yardımcısı bulmuş. | Open Subtitles | أعني أنه تم مصادرة هاتف طالب, و وجدها وكيل المدرسة الجديد |
Ayrıca üstünüzde bulunan kredi kartlarına da el koymam söyleniyor. | Open Subtitles | تمّ إعلامي أيضاً أنّه يجب مصادرة أيّ بطاقة ائتمان تملكينها |
Mağazalarına el koyuldu, hayatının geri kalanını sanat ve kültürün peşinde amansız bir takiple geçirdi. | TED | تمت مصادرة متاجره، وأمضى بقية حياته في سعي حثيث للفن والثقافة. |
ABD'ye getirilmeleriyle pasaportlarına el konulması bir oldu. | TED | و حين تم جلبهم، تم مصادرة جوازات سفرهم. |
Türkiye'de beş tane depo basıldı ve iki milyondan fazla sahte tekstil ürünü ele geçirildi ve bunların hepsinin taşınması için 16 kamyon gerekti. | TED | تم مداهمة خمس مستودعات في تركيا، وتمت مصادرة اكثر من مليوني قطعة ملابس، احتاجت 16 شاحنة لمصادرتها بعيداً. |
Herhangi bir protokol ihlalinin tüm nakliyeye el konularak müttefikleri vahim bir tehlikeye sokacağını biliyorsunuz. | TED | أنت تعلم أن أي انتهاك للبروتوكول سيؤدي إلى مصادرة الشحنة بكاملها وسيضع حلفاءك في خطرٍ محدق. |
Bunlara el konuldu, Almanya'ya gönderilmeden burada toplanıyorlar. | Open Subtitles | و قد تم مصادرة و تجميع معظمها هنا قبل أن تبعث اٍلى ألمانيا |
Özel kolleksiyonlardan el konan resimler. | Open Subtitles | لوحات من مجموعات خاصة مصادرة من مارشالات الرايخ |
Motoruma el koyamazsın 5 saniye içinde inmezsen, seni suya atarım. | Open Subtitles | وأنا لن مصادرة قاربي. وإذا لم يكن الخروج من هنا في 5 ثوان، رميها في الماء. |
Paraya el koymadan önce, sanırım bunu tespit etmemiz gerek. | Open Subtitles | وأظن أنه علينا معرفة ذلك قبل مصادرة المال |
Çocukların ordudan kaçtılar, bu çiftliğe ve içindekilere el koyuyorum. | Open Subtitles | أنت تآوي هاربين، يمكنني مصادرة هذة المزرعة و كل ما فيها |
Çocukların ordudan kaçtılar, bu çiftliğe ve içindekilere el koyuyorum. | Open Subtitles | أنت تآوي هاربين، يمكنني مصادرة هذة المزرعة و كل ما فيها |
Umarım Küba purolarıma el koymak için gelmemişsinizdir. | Open Subtitles | اتمنى انك لست هنا من اجل مصادرة سجائري الكوبية |
Elindeki DVD'lere ve 500 dolarlık cüzdana el koymuşlar. | Open Subtitles | تمت مصادرة بعض اسطوانات دي في دي وإليك هذه محفظة بها 500 دولار |
Bir öğrenci okula cep telefonu getirirse, telefona el konacaktır. | Open Subtitles | ستتم مصادرة أي هاتف خلوي يحضره أي طالب للمدرسة |
"Muhtemelen, el koydukları mülkleri geri vermek zorunda kalmaktan korkuyorlardı." | Open Subtitles | مُحتمل أنهم كانوا خائفين من أنهم يجب أن يُرجعوا ملكية مصادرة |
Yüksek Mahkeme eyalet ve yerel yönetimlerin evlere el koyup özel inşaat şirketlerine satabileceklerine karar vermiş. | Open Subtitles | أجل المحكمة العليا الأمريكية حكمت بأن حكومة الولاية أو الحكومة المحلية بوسعها مصادرة المنازل وبيعها للتطوير الخاص |
GÜNLÜKLERİNE el KONULDU VE ANCAK 60 YIL SONRA TEKRAR ORTAYA ÇIKARILDI. | Open Subtitles | وتمت مصادرة مذكراته ولم يعاد إكتشافها إلا بعد 60 عاما |
Beklenmedik şartlardan dolayı el koymanın bekletilmesi için istekte bulunsanız. | Open Subtitles | بتوقيع طلب عدم مصادرة الرهن بسبب ظروف مفاجئة مثل تحقيق حكومي مثلاً |
Kredi ödenmediği taktirde mala el konur. | Open Subtitles | يتم مصادرة العقارات اذا لم يتم تسديد القرض |
Devletin baskınlarda ele geçirdiği araç gereci açık artırmayla satması doğru değildir belki. | Open Subtitles | حسناً ربما ممارسة الأسلوب الحكومي في مصادرة المعدّات في الهجمات ثم إعادة بيعها في المزادات العامة ليست الفكرة الافضل |