Ama teknolojinin hükûmetin muhabirlerin haklarını ihlal etmesine izin verdiği gibi basın da teknolojiyi kullanarak kaynaklarını hiç olmadığı kadar iyi koruyabilir. | TED | ولكن مثلما سمحت التكنولوجيا للحكومة بالتحايل على حقوق المراسلين، يمكن للصحافة استخدام التكنولوجيا أيضاً لحماية مصادرها وحتى بطرق أفضل من ذي قبل. |
Peki, anneler neden sütleri için kaynaklarını kullanıp bebeklerin işine yaramayacak bir şeyler sentezleyerek sütlerine koyar ki? | TED | لذا كيف يمكن للأمهات تركيب شيء ما كحليب الثدي، تستخدم مصادرها لصنع شيء ما هناك لا يمكن للرضيع أن يستعمله؟ |
Geriye kalan tek soru Hardison kaynaklarını doğru tahmin edebilecek mi? - Tahmin mi? | Open Subtitles | السؤال هو اذا كان هارديسون خمّن مصادرها بشكل صحيح ؟ |
Monica Hunter'ın son on yıldaki hikayelerini harmanladım ve kaynaklarını içeren buluşsal bir model tasarladım. | Open Subtitles | قارنت كل قصص مونيكا فى العشر سنوات الماضيه وصنعت برنامج كشف بناءً على مصادرها |
Kâtip parasını temizlemesine yardım etse bile bankadaki kaynaklarından vazgeçti. | Open Subtitles | لقد اعترفت على مصادرها في البنك حتى على الموظف الذي ساعدها على غسل الاموال |
Bankalar tüm kaynaklarını hırsızları kasa dairesinin dışında tutmak için harcarlar. | Open Subtitles | البنوك تصرف جميع مصادرها لإبعاد اللصوص عن القبو |
Onları piyasaya çıkarmaya zorlamak kaynaklarını açıklamak için bir gazeteyi zorlamakla aynı şey. | Open Subtitles | للإرغام على اطلاقهم متوافق تماماً مع الصحيفة التي تكشف مصادرها |
Tüm dünya, yüce bir amaç uğruna toplanıp düşmanlıklarını bir kenara bırakıp mevcut kaynaklarını birleştirdiler. | Open Subtitles | الدول تآزرت ووحدت مصادرها ورمت بعداواتهم جانبًا من أجل تحقيق الصالح العام |
Yerel Polis Bölümü, tüm kaynaklarını Gasden ve Alabama'da çifte cinayet işleyen başıboş birini bulmaya ayırmış. | Open Subtitles | للبي. دي. المحلي مصادرها للبحث عن |
Ancak, belirtmek isterim ki, duymayan kalmasın, şirketim görevinden asla vazgeçmeyecek ve tüm kaynaklarını... | Open Subtitles | لكن أريد أن أذكر هذا للسجل العام... بأن شركتي لن تتوقف أبداً... في مهمتها لتكريس كل مصادرها... |
Aptal olma, Steve. Onun kaynaklarını bir ele geçireyim... | Open Subtitles | لا تكن سخيفا ، ستيف ... عندما امتلك مصادرها |
İnsanlar kaynaklarını paylaşmakta pek istekli sayılmazlar. | Open Subtitles | النّاس كتومة قليلا لتشارك مصادرها -سأرى ما أجد |
Inside Weekly kaynaklarını korumaya hakkı vardır. | Open Subtitles | مجلة "إنسايد ويكلي" تهتم جداً بحماية مصادرها. |
Şu anda, Birleşik Devletler'de, Judith Miller adında bir kadın, Federal Mahkeme'ye kaynaklarını beyan etmediği için hapis yatıyor - bu hanım, New York Times gazetesinde haberci. Dava çok soyut ve takip edilmesi güç bir dava. | TED | في الولايات المتحدة حالياً، إمرأة تسمى جوديث ميلر في السجن بسبب أنها لم تكشف مصادرها لهيئة المحلفين العليا في المحكمة-- أنها مراسلة لصحيفة النيويورك تايمز-- مصادرها في قضية مجردة ويصعب تتبعها. |
kaynaklarını kurutursun. | Open Subtitles | يكون بقطع مصادرها |
Kilisenin kaynaklarını koruması gerekiyor. | Open Subtitles | الكنيسة يجب أن تحفظ مصادرها |
Mahkeme, New York Times muhabiri Judith Miler'a kaynaklarını söylemesini emretti. | Open Subtitles | أمرت المحكمة الصحفية بجريدة ـ (نيويوك تايمز) ـ (جوديث ميلر) ـ بالكشف عن مصادرها |
Onların uyuşturucuları ile yakalanırsan polis o kadının cinayetini sana bağlamak için bütün kaynaklarını tahsis edecektir, Janko. | Open Subtitles | ،الآن، إن انتهى أي من الهرويين خاصتهم بين يديك فإن وحدة شرطة (نيويورك) ستخصص كل مصادرها (لربط جريمة قتلها بك (جانكو |
Adamların az sayıdaki gelir kaynaklarından birinin devletimiz tarafından yağmalanmasına engel olmak için. | Open Subtitles | لمنع الحكومة من نهب أحد مصادرها القليلة للدخل. |
kaynaklarından o ipleri kesme zamanı geldi. | Open Subtitles | لقطع هذه الخيوط الحريرية من مصادرها |