Elimizde sadece bir tane kazık var yani... - ...sadece Bir köken ölmek zorunda. | Open Subtitles | ثمّة وتد واحد، مما يعني أن مصّاص دماء أصليّ واحد سيموت. |
Bir köken daha yaratamazsın. Ya o çocuklarından da büyük bir canavar hâline gelirse? | Open Subtitles | لا يمكنكِ صُنع مصّاص دماء أصليّ آخر، ماذا لو أصبح وحشًا أضرى من أبنائك؟ |
Eğer Bir köken vampir öldürürsen onun soyundan gelen tüm vampirler beraberinde ölür. | Open Subtitles | إن تقتل مصّاص دماء أصليّ فسيموت من تحوّلوا عن تحدّره |
12 kazığımız var. Bir kökeni öldürmek için 12 şansımız var. | Open Subtitles | لدينا 12 وتداً، أيّ 12 فرصة لقتل مصّاص دماء أصليّ واحد. |
Bir kökeni öldürmek koskaca bir düşman soyu yok ediyorsun. | Open Subtitles | إن قتل مصّاص دماء أصليّ يمحو سلسلة كاملة من الوجود. |
Fakat ne zaman arkamı dönsem Bir köken vampiri elini kurabiye tabağına atmışken yakalıyorum. | Open Subtitles | لكن كلّما التفتّ وجدت مصّاص دماء أصليّ يحاول فعل أمرٍ مخالف |
Kötü teklif ama çabana hak vereyim. Ben bir kökenin ölmesini istemiyorum. | Open Subtitles | عرضٌ لطيف، لكن كما تعلم فلستُ أودّ موت مصّاص دماء أصليّ واحد. |
Bir köken vampiri nasıl öldürebileceğimizi öğrenmeni istiyorum. | Open Subtitles | أودّك أن تتبيّني وسيلة لقتل مصّاص دماء أصليّ. |
Türünüzün bir ısırığının Bir köken vampir için ölümcül olduğu âşikar. | Open Subtitles | طبعًا عضّة منكم لن تقتل مصّاص دماء أصليّ. |
Ama tahminimce Bir köken vampir buralara mahalle dedikokusu dinlemeye gelmez. | Open Subtitles | لكنّي أحزر أن مصّاص دماء أصليّ لم يحضر للخوض في ثرثرة شؤون الحيّ. |
Eğer Bir köken sana göz kulak olmazsa bu şehirde barınamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تشقّي طريقك في هذه المدينة ما لم يكُن لديك مصّاص دماء أصليّ يؤازرك. |
Bir yerlerde Bir köken'i öldürebilecek güvenilmez bir silah var. | Open Subtitles | يوجد سلاح طليق مراوغ كفيل بقتل مصّاص دماء أصليّ. |
Bu da demek oluyor ki sadece Bir köken ölmek zorunda. | Open Subtitles | مما يعني قتل مصّاص دماء أصليّ واحد فقط. |
Dışarıda bir yerde bir kökeni öldürebilecek güçlü bir silah var. | Open Subtitles | يوجد في مكان ما سلاح مراوغ بوسعه قتل مصّاص دماء أصليّ. |
Bunun karşılığında, sen de kız kardeşlerden birisi olup kökeni öldürebilecek silahı bulacaksın. | Open Subtitles | وبالمقابل تصبحين واحدة من أخواتي وتعثرين على السلاح الكفيل بقتل مصّاص دماء أصليّ. |
Bildiğiniz gibi bir vampir ölmeden bir kökeni hançerleyemez. | Open Subtitles | طالما ليس من مصّاص دماء بوسعه رشق هذا الخنجر في قلب مصّاص دماء أصليّ دونما الموتِ |
Yine de etkilendim. Bir kökeni hançerlemek bir insan için kolay bir şey değildir. | Open Subtitles | لا زلتُ مذهولاً، فليس هيناً على بشرٍ إصابة مصّاص دماء أصليّ بخنجر |
Yani kısacası o köprünün altından çıkarılan tüm o tahtalar bir kökeni öldürmek için birer silah. | Open Subtitles | إذاً، قوائم الجسر هي سلاحٌ لقتل مصّاص دماء أصليّ. |
Demek ki Marcel ile cadılar arasında öyle bir husumet var ki cadılar, şehre Bir köken vampiri çağırma riskini almışlar. | Open Subtitles | لذلك أيًّا يكون ما يجري بين (مارسِل) والسّاحرات... فإنّه فظيع كفاية ليضطرّهنّ لإعادة مصّاص دماء أصليّ للمدينة. |
Şu anda Damon bizim vampir soyumuzu hangi kökenin yarattığını bulmak için çaresizce çırpınıyor. | Open Subtitles | والآن (دايمُن) يبذل قصارى جهده ليتبيّن أيّ مصّاص دماء أصليّ ننحدر من دماءه. |