- Bunun zaman kaybı olduğunu söyledim. - Gerçek arkadaşlar not almazlar. | Open Subtitles | أخبرتك كان هذا مضيعه للوقت الأصدقاء لا يحتاجون ملاحظات |
Ama o zamana kadar yaptığım iş hiçbir zaman, zaman kaybı değil. | Open Subtitles | ولكن حتى ذلك الحين فكل ما أفعله ليس مضيعه للوقت وإنما أقوم به لسبب معين |
Fakat bazen lafı dolandırmak zaman kaybı. | Open Subtitles | وأنا أكره أن أكون فظه ولكن أحيانا الالتفاف حول الأشجار يبدو كما لو كان مضيعه للوقت |
Bir daha sorma artık. Bana soru sorup durman vakit kaybı. | Open Subtitles | لا تسألني مجددا انها مضيعه للوقت ان تسألني باستمرار |
Evet, vakit kaybıydı ve daha fazla yapmak istemedim. | Open Subtitles | نعم لقد كان مضيعه للوقت وأنا فقط لا أريد أن أفعل هذا بعد الآن |
- Bu zaman kaybından başka bir şey değil. | Open Subtitles | - هذا مضيعه للوقت |
Boşuna zaman kaybediyoruz. Sıradaki muhafızı getirin. | Open Subtitles | هذا مضيعه للوقت فقط احضر الحارس التالى |
Cain, iyimserliğin çok dokunaklı, ancak zaman kaybı. | Open Subtitles | كاين.. انت تفاؤلك جميل لكنه مضيعه للوقت |
Bu bir zaman kaybı değil. Bu bir resmi araştırma. | Open Subtitles | هذا ليس مضيعه للوقت هذا تحقيق رسمي |
- Bu zaman kaybı. - Neden böyle söyledin? | Open Subtitles | ذلك سيكون مضيعه للوقت لما تقولين ذلك؟ |
İlaç bağımlıları; zaman kaybı. | Open Subtitles | الباحثون عن المخدر مضيعه للوقت |
Pekâlâ, bu tamamen zaman kaybı. Ben eve gidiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، هذه مضيعه للوقت سأعود للمنزل |
- Bunun zaman kaybı olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | لقد اخبرتك انها ستكون مضيعه للوقت |
Selam Franny, ben meşgul olduğunu biliyorum ve bunun zaman kaybı olduğunu düşündüğünü de biliyorum. | Open Subtitles | ...مرحبا فراني انا اعرف انك مشغوله واعرف انك تظنين ان هذا مضيعه للوقت |
Halen onun zaman kaybı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقد انها مضيعه للوقت |
Bu zaman kaybı. | Open Subtitles | هذا مضيعه للوقت |
zaman kaybı olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت اعرف إنها مضيعه للوقت |
Anladım ki, bu bir tür zaman kaybı. | Open Subtitles | أنا فقط احس انها مضيعه للوقت |
Hiçbir şey yapmamak zaman kaybı. | Open Subtitles | عدم فعل شيء مضيعه للوقت |
Onları bulmak için elinden geleni yap. Muhtemelen vakit kaybı olacak ama bilemeyiz. | Open Subtitles | حاول تعقبهما و لعلها مضيعه للوقت لكن من يدري |
Bunların hepsi tam bir vakit kaybıydı. | Open Subtitles | كل هذا كان مضيعه للوقت |
Burada zaman kaybediyoruz. | Open Subtitles | انها مضيعه للوقت. |