2009 yılındaki Cebeli Tarık Boğazı geçişinizi izledik orada kontrolü kaybedip bulutların içine ve daha sonra da okyanusa daldınız. | TED | ب.ج. : لقد رأينا عبور 2009 فوق مضيق جبل طارق عندما فقدت التحكم ثم غطست في وسط السحب وفي المحيط. |
Biz tek bir karışık ırkız, Meksika'dan Magellan Boğazı'na kadar. | Open Subtitles | نحن جنس مختلط واحد ، من المكسيك إلى مضيق ماجلان |
Karadeniz'den Bering Boğazı'na dek uzanıyor. Yüz bin roket savaşa hazır. | Open Subtitles | من البحر الأسود وحتى مضيق بيرنج مائة ألف صاروخ مستعد للحرب |
Fakat Şeytan Kanyonu kapalı kutudur. Sadece tek girişi vardır. | Open Subtitles | لكن (ديابلو) مضيق مغلق هناك طريقة واحدة لدخوله |
Boğaziçi, Süveyş kanalı arası gemicilik firmalarımla ilgilendi. | Open Subtitles | لقد أشرف على عملياتي للشحن من مضيق البوسفور حتى قناة السويس |
Birkaç gün geçireceğiz Beagle Kanalı'na gideceğiz, oradan da kuzeye Lemaire boğazlarından kuzey doğuya. | Open Subtitles | سنقوم قضاء بضعة أيام، الخروج إلى قناة بيغل في الحقيقة، الذهاب إلى الشمال الشمال الشرقي عبر مضيق لومير. |
Dünya petrolünün yüzde kırkı tam buradan geçiyor, Hürmüz Boğazı. | Open Subtitles | أربعين بالمائة من بترول العالم يعبر من هنا مضيق هرمز |
Hürmüz Boğazı'ndaki o gecede canını bağışladığım için hep pişman olmuşumdur. | Open Subtitles | كنت دائما أتأسف لتجنيب حياتك في تلك الليلة في مضيق هرمز |
İsviçre Alp Dağları Cebeli Tarık Boğazı'ndan geiş Manş Denizi'nden geçiş İşte gidiyor. | TED | نص: جبال الآلب السويسرية مضيق جبل طارق عبور القناة الإنجليزية معلق: ها هو ذا. |
Altında dünyanın en büyük şelalesi olan Danimarka Boğazı bulunuyor. | TED | تحت مضيق الدنمارك يوجد أكبر شلال في العالم. |
Üç askeri birliği Bering Boğazı'ndan Alaska'ya gönderdiler. | Open Subtitles | ارسلوا ثلاث مجموعات جيش كامله عبر مضيق بيرينغ إلى ألاسكا |
Cebelitarık Boğazı'nı aşan, yani biraz deniz geçişi;... | Open Subtitles | عبر مضيق جبل طارق هنا، فعليهم أن يعبروا البحر، |
Kasırga Boğazı'nda etrafımızın korsanlar tarafından sarılmasını hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر عندما كنت محاصرا من قبل القراصنة في مضيق أعصار |
Tayvan hükümeti, Tayvan Boğazı'na doğru Çin donanmasınca yapılacak herhangi bir hareketi, savaş sebebi olarak addeceğini bildiren bir demeç yayımladı. | Open Subtitles | الحكومة التايوانية أصدرت بيانا قائلة: أن أي تحرك من قبل مشاة البحرية الصينية في مضيق تايوان |
Osmanlı İmparatorluğu'nun sonunda yıkıldığını farz edersek Rusya kendilerine en yakın kısım olarak Çanakkale Boğazı'nı alacak ve İtalyanlar da adaları alacaklar. | Open Subtitles | ان روسيا ستتخذ مضيق الدردنيل، الأراضي الأقرب لها، والإيطاليين سيستغرق الجزر من البر الرئيسى. |
Sicilya Boğazı'ndan Avrupa'ya geçme girişiminde bulunan yaklaşık 15000 insan ise ölmüştür. | Open Subtitles | في محاولة لعبور مضيق صقلية والوصول إلى أوروبا وتشير التقديرات إلى أن 15،000 شخص لقوا حتفهم |
Korsanlık ayrıca Malakka Boğazı'nda da oldukça aktif. | TED | القرصنة أيضا نشطة جدا فى مضيق ملقا. |
Örneğin 2017'de Vancouver Fraser Liman İdaresi gemilerden basitçe, güney yerleşkesi katil balinalarının yaz sonlarında beslendiği Haro Boğazı'ndan geçerken yavaşlamalarını rica etti. | TED | إذًا، على سبيل المثال، في عام 2017، هيئة فانكوفر فريزر للموانئ طالبت السفن أنْ تُبحر بسرعة أقل عند المرور عبر مضيق هاروا، حيث تتغذّى الحيتان القاتلة الجنوبية في آواخر فصل الصيف. |
Ölü Adam Kanyonu'nda kamp kuracağız. Renkli Dağlar'da bizi görürsün. | Open Subtitles | سوف نخيم فى(مضيق الرجل الميت)؛ عند جبال البانتيد. |
Boğaziçi'nde onu arıyordum. | Open Subtitles | كنت أبحث عنه في مضيق البوسفور. |
Almanların Messina'nın dar boğazlarından geçerek yaptıkları tahliye başarılı olmuştu. | Open Subtitles | عملية الأخلاء التى نفذها الألمان بالقرب من مضيق (مسينا) كانت ناجحه إلى أبعد الحدود |
Kalenin yalnızca bir defada bir taburun geçebileceği kumluk, dar bir girişi var. | Open Subtitles | المحيط والمستنقع لا يتركان بينهما إلا شريط ضيق من الرمال مضيق جبلي طبيعي، سيمنعنا أن نرسل أكثر من فرقة واحدة في كل هجوم |
Pilot 13 Eerie Strait şu an ıssız ve bataklıklarla çevrili. | Open Subtitles | أرض مضيق المخيفون الثلاثة عشر الآن غير مأهولة بالسكان يحيط بها مستنقع منخفض |