Peki bir hayır kurumuna düzenli bağış yapıyorsanız bu kurumun mirasınız hakkında hak iddia edebileceğini biliyor muydunuz? | TED | وهل تعلمون بأنه لو كنتم تتبرعون بشكل منتظم لمؤسسة خيرية قد يكون لدى هذه المؤسـسة الأسباب لتقديم مطالبة على ممتلكاتكم؟ |
Çünkü savunma makamının iddia makamına hiçbir şey söylememesi gerekiyor. | Open Subtitles | لأن هيئة الدفاع غير مطالبة بأن تخبر هيئة الإدعاء بأي شيء |
Sergideyse ve yeterince kanıtınız varsa, müzeden talep edebilirsiniz. | Open Subtitles | حسنا, إذا كانت معروضة, عندها يمكنك مطالبة المتحف |
Bunu söylerken de, uygun belgeler olmadan bir tanesi için hak talep etmek neredeyse imkansız. | Open Subtitles | بما أنّك قلت ذلك ، فإنّه من المستحيل تقريباً إجراء مطالبة واحدة بدون الوثائق المناسبة |
Bir ajan onu evine götürdü fidye talebi olursa diye onunla kalıyor. | Open Subtitles | قام بعميل بأيصالها للمنزل و هو بصحبتها فى حال كان هناك اى مطالبة بفدية |
Ve taht talebi olan her genç prens başka bir bayraktır. | Open Subtitles | وكل امير صغير مع مطالبة بالعرش هو علم آخر |
Çocuk onun piçi ve hiçbir hak iddia edemez. Sakin ol, efendim. | Open Subtitles | الطفل هو ابنها الغير شرعي وليس له مطالبة عليهم |
Sonra bir gün tapu memurunun, "Arazi vacuum domicilium yoluyla bizimdir." demesiyle hak iddia ettik. | Open Subtitles | ثم في من الأيام وضعنا مطالبة في سجل الأراضي قائلين الأرض لنا بأفراغ المنازل |
Başka kim paranın üzerinde hak iddia edebilir? | Open Subtitles | الآن، والذي يمكن أن يكون آخر مطالبة على المال؟ |
Mirasta da parada da hiçbir hak iddia edemezdi. | Open Subtitles | لم يكن لديهم أي مطالبة على أي أموال. |
Bu yaratıcı bir iddia Bayan Lockhart. | Open Subtitles | انها مطالبة إبداعية، سيدة لوكهارت |
Evet Andrew kasırgasında köşkümüzün uçup gittiğini iddia eden Bundy'ler biziz. | Open Subtitles | نعم، نحن نفس Bundys أن قدمت مطالبة... ... هذا القصر لدينا قد نقله بعيدا في إعصار أندرو. |
Aynı zamanda eşinin kendi adresine kayıtlı Lincoln'ün iadesini talep ettiğini de belirtmek isterim. | Open Subtitles | كما انه من واجبي أن أبلغكم إنها ترغب في أن مطالبة لينكولن... ... والتي سجلت إلى هذا العنوان. |
Önce ulusal iletişim sisteminden acil kesim talep etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | نحتاج أولا أن نقدم مطالبة بقطع طاريء |
Adamları boruyolunu sabote etti ve halk hastalanmaya başladığı için bir servet talep etti. | Open Subtitles | رجاله تخريب خط أنابيب ومن ثم مطالبة ثروة لأن السكان المحليين و الحصول على المرضى . |
Sigorta bilgileri talep formu. | Open Subtitles | مطالبة شركة التأمين |
Kilise, İngiltere'yi bir piçin yönetmesine destek vermiyorsa Fransa tahtı için de bir piçin hak talep etmesine destek olmasının bir yolu yok. | Open Subtitles | من المستحيل أن تدعم الكنيسة مطالبة ابن زنا للجلوس على العرش في "فرنسا"، في حين أنها تهدم مطالبة ابنة زنا للجلوس على عرش "انجلترا". |
Anti-madde laboratuvarıyla ilgili sigorta tazminat talebi için yardımın gerekiyor. | Open Subtitles | أنا أحتاج إلى عونك بصدد مطالبة تعويض التأمين لأحل مختبر المادة المضادة |
Bildiriyi görme talebi. | Open Subtitles | وثيقة مطالبة للإطلاع على المذكرات |
Ve bir şey daha komşumun sigorta talebi? | Open Subtitles | وشيءٌ آخر... مطالبة جارتي؟ |