Seninle basılı bilgiyle olan mâzin hakkında konuşmayı çok isterim. | Open Subtitles | أود أن أتحدّث معك أكثر عن تاريخك مع معلومات مطبوعة |
Bütün bu fikirler zaten basılı olarak bulunabilir. | TED | رغم ان الافكار التي تعرض موجودة على الورق .. مطبوعة في مكان ما |
Aynı etkiyi alelade bir kağıda basılmış bir ızgarada da görebilirsiniz. | TED | سترى نفس التأثير على شبكة مطبوعة على قطعة من الورق البسيط. |
Sanat gecesi açılışlarında tütsülenmiş somonumuz vardır. Ve resmi basılmış davetiyelerimiz. Hatta aileleri bile getirmenin bir yolunu buldum. | TED | نقدم السلمون المدخن في حفل الافتتاح. لدينا دعوات رسمية مطبوعة. حتى انني وجدت طريقة لاجعل اباءهم يحضرون. |
Ama sonra elimizde yazılı bir kopyasının bulunmasının iyi olabileceğine karar verdik. | Open Subtitles | لكننا في النهاية قررنا أنه من الأفضل أن تكون لدينا نسخة مطبوعة. |
Londra'yı çağrıştıran bir baskı tasarlamamızı istediler. | Open Subtitles | نعم, علينا أن نصمم مطبوعة التي بشكل ما تُثير لندن |
çıktısını alabilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع الحصول على نسخة مطبوعة من هذا؟ |
Kimyagerimiz. çıktısı da hazır. | Open Subtitles | الكيميائي الخاص بنا، و لديّ نسخة مطبوعة لك. |
basılı bir parça kağıt için, pek de çok sayılmaz, hıı ? | Open Subtitles | ولا صلة لذلك بصفحة مطبوعة,أليس كذلك ؟ هممم |
Bazı basılı kağıtlar. Şahsen bana yönelik değil. | Open Subtitles | إنها ورقة مطبوعة ليست شخصية لي على الإطلاق |
Yasaklı yayınlar, analog veya basılı materyaller, fiziksel video veya sesli yayınlar bunların hepsi ev içi istihbaratın görüntü kanunun 702'inci maddesine göre yasaklanmıştır. | Open Subtitles | الوسائط الغير مسجلة، مخزونة أو مطبوعة صوت أوصورة تعتبر محظورة فانوناً |
Haritanın basılı kopyalarını bırakın, yarın sabah çocuğu alırım. | Open Subtitles | إتركي نسخ مطبوعة من الخريطة فإنني سوف ألتقط الصبي في الصباح |
İlk bölümlerin basılı kopyasını göndermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أرسل لهم نسخة مطبوعة من الفصول الأولى |
Öyleyse, basılmış çizgi roman sayfalarına benzeyen çizgi roman sayfaları vardı ve bu sayfalara ses ve hareket eklediler. | TED | وكان ما فعلوه هو, الحصول على صفحات الرسوم المتمثلة كصفحات رسوم مطبوعة, ويضيفوا كل تلك الأصوات والحركة. |
Bir e-posta zincirinin basılmış kopyasında bir referans buldum. | Open Subtitles | وجدتُ مرجعًا في عدد من الرسائل الإلكترونية إلى نسخة مطبوعة من دفتر حسابات |
- Bu fotoğraf negatif-pozitif basılmış. | Open Subtitles | إنها مطبوعة من آلة تعمل بالملح و الفضى كمْ يَبدو عمرها ؟ |
yazılı sonuçları gördüğümde profesyonel bir yardıma ihtiyacım olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | سعيت لمساعد خبير, فرأيتها في ورقة مطبوعة واطبائي, الذين هم كثر بالمناسبه, شخصوا مرضي |
Geçen yıl yapılan tüm tutuklamaların yazılı kopyaları. | Open Subtitles | هذه نسخ مطبوعة لكل عمليات التوقيف بالسنة الأخيرة |
O yıldızlar baskı değildi annem tarafından çizilmişlerdi. | Open Subtitles | فتلك النجوم لم تكن بلوحة مطبوعة بل أمى من أقدمت على رسمها |
Tüm mesajların birer çıktısını istiyorum. Telefonun elektronik seri numarasını da kontrol edin. | Open Subtitles | تتبّع وحدة تعريف المشترك أريد نسخة مطبوعة من كلّ رسالة نصّيّة |
Tarih derslerini hatırlarsan Kennedy suikastında kullanılan tüfekte de kısmi avuç izi vardı. | Open Subtitles | واذا كنت تقرأ تاريخك كان هناك أيضا راحة كف مطبوعة على البندقية التي اغتيل بها كينيدي |
- Bilgisayardan kopya verebilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تعطينا ورقة مطبوعة بذلك؟ |
Demek istediğim, her yerde çıktıları var. | Open Subtitles | أنا أعنى أنه يوجد نسخ مطبوعة منه في كل ارجاء المكان |