Biraz uzakta ama çok güzel bir restoran biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف مطعماً صغيراً على الطريق في مصنع سابق للملابس |
Bu civarda bulabileceğim iyi bir restoran biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرفين أين يمكنني أن أجد مطعماً جيداً هنا؟ |
Bayan Sarah, Kuzey Karolina dağlarında bir lokanta işletiyordu. | TED | تملك الآنسة سارة مطعماً في جبال شمال كارولاينا. |
Babanın restorana gidip her şeyi yediğini ve restoranı kapatmak zorunda kaldıklarını duydum. | Open Subtitles | سمعت بأن أباك دخل مطعماً وأكل جميع مافيه واضطروا لإغلاق المطعم |
Bu, bu çok etkileyiciydi ama seçtiğin restaurant focaccia servis etmiyor ve bu da her buluşmamızda bizim dört gözle beklediğimiz bir şey. | Open Subtitles | حسناً , لقد كان مثيراُ للإعجاب وكل شيء ولكنك اختارتي مطعماً لا يقدم الكعك ,وهذا شيئاً |
Bazen bir restorana gidersiniz, hesabı küçük bir kitabın içine koyarlar. | Open Subtitles | أحياناً تدخل مطعماً ويضعون الفاتورة داخل كتاب صغير |
Fakir bir adamdı, güney sahillerinde bir restoran işletirdi. | Open Subtitles | لقد كان رجلاً فقيراً كان يدير مطعماً في الساحل الجنوبي |
Çok kısa bir sürede labirent geçebilirdin çok küçük deliklerden kıvrılır geçerdin ayrıca tek bir sıçramanla restoran kapattırabilirdin. | Open Subtitles | تستطيع أن تعبُر متهاهة بلا شيء مُسطّح تنعصر داخلاً إحدى الفتحات الصغيرة وتُغلق مطعماً بـ وثبة واحدة |
Bence bir restoran açmalısın. Çok ciddiyim. | Open Subtitles | عليكِ أن تفتتحي مطعماً أنا جادّ في كلامي |
Ben bir restoran açacağım. Etli sandviç restoranı olacak. | Open Subtitles | سأفتتح مطعماً سيكون لشطائر اللحم بالجبنة |
Millet, güzel bir restoran bilen var mı? Lavaboda bedava sakız dağıtan falan? | Open Subtitles | يا شباب، هل تعرفون مطعماً جيداً مثل مكان يعطون فيه علكة مجانية في الحمام؟ |
Tamam. İnanmayabilirsin ama ben bir restoran işletiyorum. Tek yaptığım bunu. | Open Subtitles | حسناً، قد تكونين لا تُصدّقيني، ولكنّي أدير مطعماً. |
Normal balık yeterli. Bundan böyle lokanta işletmeye son! | Open Subtitles | القطع الضغيرة ممتازة ولن أدير مطعماً ريفياً بعد الآن |
Hey, süslü püslü bir lokanta açmaya ne dersiniz? İnsanlar şapka ve paltolarını vestiyere koyunca da onları çalarız. | Open Subtitles | لنفتح مطعماً فاخراً ، وحين يترك الناس قبعاتهم وستراتهم نسرقها |
Nasıl yemeyi bildiğin için, lokanta nasıl yönetilir biliyorsun sanırım. | Open Subtitles | أعتقد لأنك تعرف كيف تأكل فأنت تعرف كيف تدير مطعماً! |
Eğer bir Fransız restoranı açıyorsan, onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | ،إن كنت ستفتتحين مطعماً فرنسياً فهي من يُفترض بك التكلم معها |
Time Out'ta okuduğuma göre o kadar özelmiş ki tam olarak restaurant bile değilmiş. | Open Subtitles | قرأتُ في مكان ما أن هذا المكان حصري جداً إنه تقنيا ليس حتى مطعماً |
Bu restoranın havasını "gösterişli ve sarımsaklı" bulanlar? | Open Subtitles | من يعتبر هذا المطعم مطعماً متعجرفاً يحوي طعامه الكثير من الثوم؟ |
Bir deniz lokantası bulup som balığı yiyelim. | Open Subtitles | لنجد مطعماً للمأكولات البحرية ونتناول البعض من السلمون الأحمر |
Belki de bir restorant açardım. Nedir bu bakış böyle? | Open Subtitles | أو كنت سأنشىء مطعماً لماذا تنظرون إلى هكذا ؟ |
Sabahleyin kalkmam gerekmiyor ve kahvaltı için bildiğim harika bir yer var hemen köşenin ilerisinde. | Open Subtitles | ليس عليّ الاستيقاظ مبكراً وأعرف مطعماً رائعاً للافطار بالزاوية. |
Adamın biri lokantaya gitmiş. Oturmuş ve bir kase çorba ısmarlamış. | Open Subtitles | يقصد الرجل مطعماً يجلس و يطلب طبق حساء |
Üstelik, portatif sauna bölümü olan bir restoranda bulamayız. | Open Subtitles | وأيضاً، لن تجدي مطعماً يملك قسماً لحمامات البخار. |
Bugün burayı kapatıyorum. Ve tekrar açtığımda, burası Pakistan restorantı olacak. | Open Subtitles | سأغلق اليوم، وعندما أفتح مجدداً سيكون مطعماً باكستانياً |
Eğer bir gün yine bir restoranım olursa, o zaman bende prova yapabilirsiniz | Open Subtitles | إن امتلكت مطعماً مجددّاً، يمكنكم التمرّن عندي. ـ حسناً؟ |
Peki, bir talihli geçenlerde bir tavukçu dükkanı satın aldı. | Open Subtitles | حسناً ، أحد الفائزين مؤخراً اشترى مطعماً للدجاج |