Gelceğimin ne kadar karanlık olduğuna bakmaksızın,seni öldürmek için herşeyi yapacağım. | Open Subtitles | لكي أٌتلك, مهما كان المستقبل الذي ينتظرني مظلماً سأعبر من خلاله |
karanlık, ölümcül ve hayattan yoksun gibi. | TED | لابد أن يكون مظلماً ومشوه خلقياً ويفتقر إلى الحياة. |
karanlık ve doğa üstü bir güç olarak gelebilirdi. | Open Subtitles | كانا على حق , كان سيعود مظلماً وغير طبيعي |
Çok karanlıktı, tek ışık kaynağı çatıdaki kocaman açık delikti. | TED | كان مظلماً جداً، و المصدر الوحيد للضوء كانت فتحة كبيرة في السقف. |
İyi biliriz. Çok karanlıktı, o korktu. | Open Subtitles | نعرفه جيداً هذا المنزل , فقد كان مظلماً وهى كانت خائفة |
karanlıktı. Birşey göremedim. | Open Subtitles | اللعنة , المكان كان مظلماً . لم أستطيع رؤية أى شىء |
Bunu yapamazsınız ise, Sen karanlık bir dünya gibi hissediyor ne bulacağız. | Open Subtitles | إذا لا تستطيعي فعل هذا ، ستجدين كم هو العالم مظلماً |
Dünyayı çocuklarımız için iyice karanlık bir hale sokuyorsunuz. | Open Subtitles | إنك تجعلين من هذا العالم مكاناً مظلماً لطفلك ليعيش فيه |
Saygı göstermeniz gerek, beni anladın mı? Ve sen, orada ne olduğunu bilmiyorsun. karanlık olduğunu sen de söyledin. | Open Subtitles | أظهر بعض الإحترام الآن حالاً و أنت لا تعرف ما الذي كان هناك قلت أن المكان كان مظلماً |
Ama bu kendimi haklı çıkarmak için, çünkü, içimde öyle bir yer var, öyle karanlık ki, o daireyi kafes gibi görüyor. | Open Subtitles | لكن حتى ابرر لكي الامر هناك جزئاً بداخلي مظلماً للغاية، يرى هذه الدائرة مثل القفص |
Geceleri o kadar karanlık oluyor ki, yıldızları görebiliyorsun. | Open Subtitles | و في الليل يكون المكان مظلماً يمكننا رؤية النجوم |
O silahı ve hapları elime aldığım zaman... hayat ne kadar karanlık ve zorlu olursa olsun... yine de yaşamaya değer olduğunu bilmememdi. | Open Subtitles | حينما حملت المسدس و الحبوب في يدي أن الحياه لا تقدر بثمن مهما كان الماضي مظلماً و الحاضر مؤلماً |
Stüdyonun karanlık olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا أنّ الأستوديو يجب أن يكون مظلماً |
Şey, karanlıktı ama evet, şişmandı. | Open Subtitles | كان الجو مظلماً لكن نعم، أعتقد أنها سمينة |
Dünya karanlıktı, çünkü hiç ardıçkuşu kalmamıştı. | Open Subtitles | والعالم كان مظلماً لأنه لم يكن به أي طيور |
Dediğim gibi, karanlıktı. Duracağını sandım. | Open Subtitles | مثلما قلت كان مظلماً,اعتقدت أنها كانت تتوقف |
- Söylemesi zor. karanlıktı. | Open Subtitles | لقد كان من الصعب الجزم فلقد كان المكان مظلماً |
Evet, orası karanlıktı. Herhalde ayağınız takılmıştır. | Open Subtitles | نعم ، لقد كان المكان هناك مظلماً هناك إلى حد ما ربما تكون قد انزلقتَ |
Garajda görmüştün, değil mi? Yani etraf karanlıktı. | Open Subtitles | قلتَ أنّ ذلك حدث في المرآب، أي أنّه كان مظلماً |
Ruhun kararır, sanki canın çekiliyormuş gibi. | Open Subtitles | لقد أصبح مظلماً كأنه .. ؟ الحياة قذرة .. |
Pencereye yürüdüm, içeri baktım. kapkaranlık. | Open Subtitles | فاقتربت من النافذة ونظرت إلى الداخل وكان المكان مظلماً جداً |
Hava da gitgide kararıyordu ve elinde kartıyla, bunları satan bir adam çıkageldi. | Open Subtitles | و أصبح الجو مظلماً و من حيث لا أعلم خرج رجل مع عربة مبيعات |
Çok yakında, tüm okyanus karanlığa gömülecek. | Open Subtitles | قريباً سيصبح المحيط مظلماً بالكامل |