Beni cezalandırmak yerine İmparatoru düşünmen gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس من المفترض ان تفكر بالإمبراطور بدلاً من معاقبتي ؟ |
Sen de hırsızlık gibi aşağılık bir şeye başvurarak beni cezalandırmak mı istedin? | Open Subtitles | لذا قرّرت معاقبتي باللجوء إلى السرقة التافهة؟ |
Ebeveyn görevlerimi ihmal ettiğim için beni ölene kadar cezalandırmaya devam ededeksin... | Open Subtitles | وستواصلين معاقبتي على تركي لواجباتي الأبوية حتى أدفن تحت الأرض |
Yakalanırsam ceza alıyordum ama bu hiç umurumda değildi. | Open Subtitles | و اذا تم الامساك بي و معاقبتي ليس شيء ذا اهمية |
Beni istediğin gibi cezalandırabilirsin, Elias, sorun değil. | Open Subtitles | يمكنك معاقبتي كما تشاء يا، إلياس فهذا لا يهم |
Hem annelik yapıp hem de çalıştığım için beni cezalandıramazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك معاقبتي لاني أم عاملة |
Evet, çünkü o kişiseldi. Beni cezalandırmak istedi. | Open Subtitles | أجل , لأنّ الأمر كان شخصياً لقد أراد معاقبتي |
Belki yemek teklifi yapmadığım için beni cezalandırmak istiyorsundur. | Open Subtitles | ربما بأنك تريدين معاقبتي لأنني لم أسألكِ حول العشاء |
Sadece diyorum ki gerçekten beni cezalandırmak için elimde dosya ile maskara etmek zorunda mısın? | Open Subtitles | فقط أقول، هل عليكِ حقاً معاقبتي بجعلي أحمل اللوح لخادمكِ هذا الأسبوع؟ |
Bak, Jack'in yeni bir oyuncu alma kararına kızgın olduğunu biliyorum ve beni cezalandırmak istiyorsun. | Open Subtitles | في البحث عن ممثل وتودّين معاقبتي. معاقبتك ؟ |
Sonra beni cezalandırmak istedin ve bu korkunçtu. | Open Subtitles | كنت تحاولين معاقبتي بالمثل، وذلك لأمرٌ مُريع. |
Ona yaptıklarım için beni cezalandırmaya kararlı. | Open Subtitles | كانت عاقدة العزم على معاقبتي لأجل ما فعلته بها |
Şimdi de hareketlerimi 35 kiloluk bir çaylağa verip beni cezalandırmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا، الآن هي تحاول معاقبتي عن طريق منح كل حركاتي الصعبة لهذه الطالبة الجديدة التي تزن 36 كجم |
Beni korkutmaya ya da cezalandırmaya falan çalışıyor. | Open Subtitles | هو يحاول اخافتي او معاقبتي او شو اسمه |
Herşey için suçlanan sadece bendim ceza alan sadece bendim. | Open Subtitles | تم تحميلي اللوم بشكل كامل و تمت معاقبتي على كل شيء. |
Ben yanlış bir yere baktığım da ceza alıyorum. | Open Subtitles | و أنا لو نظرت حتى إلى الإتجاه الخاطيء, تتم معاقبتي |
İstersen beni cezalandırabilirsin. | Open Subtitles | لكن يمكنك معاقبتي إذا كنت تريد |
Tamam, geri döndüğümde beni cezalandırabilirsin. | Open Subtitles | حسنًا إذا, عندنا أعود, يمكنك معاقبتي |
Beni cezalandıramazsınız. Unutun bunu. | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ معاقبتي إنسَ الموضوع |
Beni cezalandırıyorsun ve hala neden cezalandırıldığımı bilmiyorum. | Open Subtitles | أنتي تعاقبينني ببرود دون أن أعرف سبب معاقبتي |
iPad'ini aldığım için cezalandırılıyorum. | Open Subtitles | أنا الآن تتم معاقبتي لأخذي ايبادك |
Burada beni cezalandırman falan... Daha önce de yaptım yani. | Open Subtitles | ما تفعلينه هنا , معاقبتي فعلت ذلك من قبل |
Beni cezalandırmayı bırakıp tekrar güvenmenin vakti geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت للتوقف عن معاقبتي والبدء بالوثوق بي مجدداً. |
Başıma gelmişti, bunun için cezalandırıldım. | Open Subtitles | لقد حاولت ذلك مسبقا. وتم معاقبتي لأجل ذلك. |
Tanışmamızdan yıllar evvel yaptığım bir şey için beni cezalandıramazsın. | Open Subtitles | لا يمكنكِ معاقبتي على شيء فعلته قبل سنوات من إلتقائنا |