"معظم الاحيان" - ترجمة من عربي إلى تركي

• çoğu zaman

çoğu zaman, hücre hataları hisseder ve kendini bu hataya kapatır, veya sistem sorunu algılar ve ortadan kaldırır.
في معظم الاحيان عندما تشعر الخلية بالخطأ فانها تتلاشى من نفسها او يستشعر الجسم تلك الخطلية المعطوبة فيبيدها

çoğu zaman, yardımlarımız zehirli.
مساعدتنا غير مجدية مُهلكة في معظم الاحيان.

Ve başarılı bir yaşamla ilgili şey çoğu zaman, başarılı bir şekilde yaşamaya dair fikirlerimizin kendimize ait olmamasıdır.
والشيء الآخر عن الحياة الناجحة هو انه في معظم الاحيان .. مفهومنا عن ماذا تعني الحياة الناجحة هو ليس مفهومنا الخاص بنا

çoğu zaman birbirlerini sadece etrafta yüzerek bulabilirler.
لانه في معظم الاحيان يمكنهما ان يجدا بعضهما البعض عن طريق السباحة

Bazen biraz şansımız varsa başarıyoruz, çoğu zaman başaramıyoruz.
احيانا تصبح الامور لصالحنا مع بعض الحظ و معظم الاحيان ليست كذلك

Ama çoğu zaman içindeki gerçek hislerini göstermekten korkan kişiler akıllarına gelmeyecek bir fırsatı ellerine geçirirler.
في معظم الاحيان .. هناك شخص واحد يخاف من اظهار مشاعره

Bazı yerlerde bu yeni bölgelerle yapılıyor, yaptığında iyi çalışan tamamen yeni sürdürebilir komşuluklar geliştiriliyor, fakat çoğu zaman aslında hakkında konuştuğumuz şey var olan kentsel alanları yenilemek.
فبعض المدن تعمل على بناء مقاطعات صحية .. حيث تقوم ببناء أحياء كاملة مستقلة مستدامة انه عمل مميز ان استطعنا القيام به في معظم الاحيان ما نتحدث عنه .. هو إعادة توظيف توزيع نسيج المدن الذي نملكه

çalıştırmaları gereken bu makine bozulduğunda denemek ve çözüm bulmak zorundalar ama çoğu zaman bu son nokta oluyor. Bu makineler meşhur hurda deposuna gidiyor.
يجب أن تعمل الآلة على علتها، عليهم المحاولة والبحث، لكن في معظم الاحيان تلك هي نهاية المطاف. تذهب تلك الآلات إلى محلات الخردة.

Anlayacağınız bana öyle geliyor ki nereye bakarsanız mesaj aynı. Daha az, çoğu zaman daha çok. Daha yavaş, çoğu zaman daha iyi. Bunu söylerken, şüphesiz, yavaşlamak kolay değil, değil mi?
هكذا أينما نظرتم، العبرة ، يبدو لي، هو نفسها. أقل هو في كثير من الأحيان أكثر من ذلك ، التأني في معظم الاحيان أفضل. ولكن بطبيعة الحال ، ليس الابطاء بهذه السهولة ، أليس كذلك؟

Seni çoğu zaman dışarıda sigara içerken görüyorum. Veronica?
أراكِ في الخارج تُدخنين, معظم الاحيان, يا (فيرونيكا)